- Kimse bana tecavüz etmedi dokuz yaşımdayken.Kendiliğinden geldi acılarım.Yerleştiler içime.Sonra alıştım ve kabullendim. Sanki dünyada başka türlü yaşanamazmış gibi...Ben ki saplantılardan nefret ederdim, kendim taşlanmış bir pislik haline geldim.Aynı kıyafetleri giyen, aynı müziği dinleyen , aynı şeyleri düşünen....
- Kayra bir gün bana "Mutsuzluğuna hiç çare aramıyorsun" demişti."Ve en büyük acının kendininki olduğunu düşünüyorsun.Dünyadan haberi olmayan bütün gerizekalılar gibi.Ölmesine çeyrek kalmış, herkesi yaşadığına pişman etmeye çalışan , sağlıklı oldukları için suçluluk duymalarını isteyen hastalıklı , yaşlı bir kadın gibisin."
- Bana ait bir gezegen bulana kadar insanlara ve kendime zarar vermeye devam edeceğim.
- Dinlemek ve inanmak en zorudur. Anlatmak ve uydurmaktan daha zor. Olağanüstü bir saflık ister. Kulak ile beyin arasında tertemiz bir yol ister...
- Ve en büyük acının kendininkinin olduğunu düşünüyorsun. Dünyadan haberi olmayan bütün gerizekalılar gibi.
- İnsanları anlamak zor değil. Hepsinin de doğum izleri gibi karakter izleri var sağlarında sollarında. Biraz dikkatli bakmak yeter. Haritalara benzerler. Ölçeklerinin nerede yazıldığını bulana kadar korurlar esrarlarını. Sonra bir güneş kadar bilinir hayatları. Sarışınlara benzeyen hayatları. Güzel ama aptal hayatları...
- Ağladım. Hem de istediğim kadar!Insanın gerçek özgürlüğü buydu: Istediği kadar aglayabilmek. Belki bir de istediği şeye aglayabilmek
- "Sorarlarsa, 'Ne iş yaptın bu dünyada?' diye, rahatça verebilirim yanıtını: Yalnız kaldım. Kalabildim! Altı milyar insanın arasında doğdum. Ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından..."
- Gelecek, gecmisin merhametine kalmıştır ve insan, ikisinin arasında bir kurbandir..
- "Ya hayatlarının anlamını bulamayanlar?" diye soze girmişti kızılderili. " Onlar ne olacak?" Onlar da göğüslerinde bir et parçasıyla, canlı canlı çürüyecekler. Ve buna da, yaşamak demeye devam edecekler!