- "Acizleri, layık olmadıkları mevkilere geçiren bir devlet batar."
- Hepimiz, kaderimizin götürdüğü yoldan, kendi sonumuza doğru gideceğiz.
- ''En alçak iftiraların çamuruyla boğulurken,görülmemiş haksızlığa uğrarken Tanrı kendisine yardım etmemiş , ummanlar gibi olan rahmetinden bir damlacık bile saçmamıştı..''
- Şimdi pirincin taşını ayıkla bakalım. Savunmada kalkınmayı siyasî marifet sananlar, düşmanın teşebbüsü ile harekete geçenlere belki bir şey olmayacak. Millet tatlı bir uykudan sert bir darbe ile uyandığı zaman akıllar başa gelecek ama o zaman da iş işten geçmiş olacak. (17 Mart 1965), Ötüken, 15 Mart 1965, Sayı: 15
- Şu ömür dediğin şey savaştan kaçan Rum atlısı gibi ne çabuk yol alıyor!
- Aşk bir sebep değil, neticedir.
- Kral bir tas daha içtikten sonra dedi ki: Filozof! "Çokluk" ile "azlık" aslında birdir. Onu çok veya az diye ayıran bizim kuruntumuzdur. Mesela bir tas şarapla on tas şarabın farkı yoktur. Nitekim bazen on tas şarap bir tas şarabın tesirini yapmaz. Bazen de bir tas şarap bir adamı sarhoş eder. Neden böyle oluyor? Çünkü içimizdeki kuruntu bize çok içtiğimizi söylerse bir tası çok görüp sarhoş oluruz. İçimizdeki kuruntu az içtiğimizi söylerse on tas içtiğimizde bile dipdiriyizdir. Doğru değil mi? Ne dersin?
- '' Anası tek başına söyledi: -Ölüm o kadar güç değildir.Unutulmak yamandır. Babası fısıldadı: -Asıl ölüm,unutulmaktır. Amcası ilave etti: -Unutmak da ölmektir.''
- Bu vatanın sahibi benim! Sen burada sığıntı olduğun halde bana vatan haini diyorsun. Sen vatanın ne olduğunu biliyor musun? Vatan suçlulardan alının rüşvet değildir. Vatan ataların kılıcıyla ve kanla korunun topraklardır. Senin atalarından bu topraklar için ölmüş kimse var mı?
- -Şarap da nedir? Lütfen anlatır mısınız? -Yahu! Ne acele ediyorsun? Elbette anlatacağım. Şarap denilen içki üzüm suyudur!... -Kıral Murşil 400 yıl önce bütün Assuva ülkesine baş eğdirdiği zaman Lidyalılar ona üzüm vergisi göndermeği kabul etmişlerdi. Bir yıl çok üzüm oldu. Andlaşma gereği kendi ülkelerinde çıkanın onda birini vermeğe mecbur olduklarından bunu beşyüz fıçıya doldurup arabalarla getirdiler. Üzüm çok diye herkes tıka basa yedi. Murşil'in karısı bir gece üzümden patladı. Bunun üzerine Murşil üzüm yemeği yasak edip yiyeni zehirlesin diye de başrahibe dua ettirdi. Başrahip dua edince herkes korkup zehir oldu diye üzümden el çekti. Kıral, Lidya'yı üzüm vergisinden bağışladı.