Hayatta, muhakkak ki, birçok mutsuz insan vardı. Acımasız doğadaki o ebedi adaletsizliğin bu insanın üzerine nasıl çökmüş olduğunu hissediyordum! Belki de, dünyada en kısmetsiz insanların bile sahip oldukları şeyleri hiçbir vakit göremeden, bir kez bile olsa, sevilme ümidini besleyemeden onun için her şey bitmişti artık. Bunun için mi gizleniyor, bunun için mi başkalarından kaçıyordu? İnsan olmayan her şeyi, bütün canlıları bunun için mi o kadar çok seviyordu?

Bir kadın kendisine duyulan sevgiyi anlatan mektupları asla yırtmaz, yakmaz, yok etmez. Bizim ümidimiz, bütün bekleyişlerimiz, hayallerimiz, bu mektuplardan ibarettir. Adımızı taşıyan, bizi tatlı kelimelerle okşayan bu küçük kağıt parçaları bizim kutsal hazinelerimizdir. Biz bu küçük tapınaklara taparcasına saygı duyarız; çünkü onların içindeki tanrıçalarızdır biz.

Aşk; güçlü, tutkulu olmalı... Yakıcı, yıkıcı olmalı... Aşk dünyada hiçbir engel tanımaz, her şeyi kırar geçirir. Kanun, ilke, aile bağlılığı, namus, şeref,onur... Her şeyi hiçe sayar, çiğner geçer.

O benim hayatımın bir parçası, en büyük parçasıydı; tek zevkim, tek neşem, tek mutluluğumdu. Küçücük avuçları içinde benim varlığımı, kendine tapınan kalbimi sımsıkı tutuyordu...

Bir erkeği çeken en büyük kuvvet kokudur: Koku aşkta esastır. Bir kadının kokusu erkeği harekete geçirir, şuuraltı anılarını canlandırır, ruhunu altüst eder..

Ölüyor... Bu kelimenin ne demek olduğunu anlıyor musunuz..? Bu varlık,artık hiç yok ve asla var olmayacaktır...

Hayatta, muhakkak ki, birçok mutsuz insan vardı. Acımasız doğadaki o ebedi adaletsizliğin bu insanın üzerine nasıl çökmüş olduğunu hissediyordum! Belki de, dünyada en kısmetsiz insanların bile sahip oldukları şeyleri hiçbir vakit göremeden, bir kez bile olsa, sevilme ümidini besleyemeden onun için her şey bitmişti artık. Bunun için mi gizleniyor, bunun için mi başkalarından kaçıyordu? İnsan olmayan her şeyi, bütün canlıları bunun için mi o kadar çok seviyordu?

Aşk; güçlü, tutkulu olmalı... Yakıcı, yıkıcı olmalı... Aşk dünyada hiçbir engel tanımaz, her şeyi kırar geçirir. Kanun, ilke, aile bağlılığı, namus, şeref,onur... Her şeyi hiçe sayar, çiğner geçer.

"Karanlıklar cinsiz perisiz olalı bana apaydınlık gözüküyor." "Korku" hikayesinden.

Eskiden, yeryüzü gizemliyken, nasıl da şaşırtıcıydı kim bilir! Bilinmeyenin örtüsü kaldırıldıkça, insanların düş güçleri de çoraklaşır. Hayaletler ortadan silineli, gecenin çok boş ve çok bayağı bir siyahlık olduğunu düşünmüyor musunuz, bayım?