"Hayat şimdiye dek icat edilen en güzel şey." sf. 45
''Umut karın doyurmaz'' dedi kadın.
''Karın doyurmaz ama insanı ayakta tutar,'' diye yanıtladı albay.
sf. 45
"Kötü bir durumun en kötü yanı bize yalan söyletmesidir." sf. 47
"Yoruldum artık," dedi kadın. "Erkekler evin sorunlarını bilmez. Kaç kez, bazen günlerce yemek pişirmediğimizi komşular anlamasın diye, tencereye taş koyup kaynatmak zorunda kaldım." sf. 48
"Sende en ufak bir ticari zeka yok," dedi. Bir şey satmaya giderken de, bir şey almaya giderken takındığın yüzü takınman gerek." sf. 52
"Şapka giymiyorum, böylece onu kimse için çıkarmam gerekmiyor." sf. 54
"Aldırma albay. Sevgiye güven." sf. 58
"Biz açlığa katlanıyoruz ki başkaları yiyebilsin." sf. 67
? Birisi, kabuk tutmuş yaralarımızı okşamaya başladığında, cırt diye açılıveriyor ve oluk oluk kanama başlıyor yeniden? Birine teslim olduğumuzda ve içimizi döktüğümüzde, bedenimiz ve ruhumuz kan içinde kalıveriyor. O yüzden değil mi, içimizi tutmalarımız, birine teslim olmaktan korkmalarımız, ortalıkta tedirgin ve gergin dolanmalarımız? -anlatsam mı, anlatmasam mı? - kararsızlığımız, -bu sevgi beni acıtır mı? - kuşkularımız??
...Cristo Bedoya iç organlarını yerli yerine koymuş, keten bir bezle sarıp sarmalamıştı. Ama yine de öğleden sonra yaralardan sızmaya başlayan şurup renginde bir su , sinekleri oraya çekmiş , üst dudağının üzerinde beliren mor bir leke , tıpkı suyun üzerine vuran bir bulutun gölgesi gibi , yavaş yavaş saç diplerine kadar yayılmıştı.Her zaman hoşgörülü bir ifade taşıyan yüzü , düşmanca bir havaya bürünmüş k annesi de onu bir mendille örtmüştü.
Hasan İzzettin Dinamo
Aldous Huxley
Metin Eloğlu
Stefan Zweig
Sait Faik Abasıyanık
Eddi Anter
Peyami Safa
Cemil Kavukçu
John Flanagan
Yakup Kadri Karaosmanoğlu