- 12.NOTUM Gençlikteki güzellik için gereklilikleri tartışılmaz olan bu özellikleri koruyabilmiş olmak,yaşlıyken de güzel kalmanın biricik yoludur. 253.syf
- 11.NOTUM Yalan,insanlaın bütün öteki yaratıklara karşı biricik üstünlüğüdür.Yalan söylersen ve böylece gerçeğe ulaşırsın.Ben yalan söylediğim için insanım.Önceden on dört kez,hatta belkide yüz on dört kez yalan söylemeden hiçbir gerçeğe ulaşılmamıştır.Ve bu kendine göre onurlu bir iştir.Oysa biz yalanı bie kendimiz kıvıramayız.Bana bir yalan söyle.ama bu yalan senin olsun,senin uydurduğun bir şey olsun,alnından öpeyim.Kendine ait bir yalan,başkalarına ait gerçekleri tekrarlamaktan belki de daha iyidir.Birincisinde sen bir insansın,ikincisi de ise bir papağan Biz şimdi neyiz? Biz şimdi,ayrıcalıksız hepimiz,bilimde,gelişmede,düşüncede,buluşta,ülkede,istekte,liberalizmde,akılda,tecrübede,her şeyde,her şeyde,her şeyde daha kolaj hazırlık sınıfdayız.Başkaların aklıyla yetinmek hoşlarına gidiyor,alışmışlar bir kez.. 248-249.syf
- 10.NOTUM Hepimiz birer gevezeden ve farfaracıdan başka bir şey değiliz Küçücük bir acınız olsa,on paralık yumurtası için ortalığı birbirine katan tavuklara dönersiniz.Üstelik burada bile başka yazarların düşüncelerini çalarsınız.Ruhlarınızda bağımsız bir yaşamdan iz bile yok İspermeçetten yapılmış yaratıklar.Damarlarınızda da kan yerine serum dolaşıyor.Hiçbirinize inanmıyorum ilk işiniz,ne pahasına olursa olsun insana benzememektir. 207.syf
- 9.NOTUM Hele de soğuk,karanlık ve nemli güz akşamlarında,hani gelip geçen herkesin yüzünün yeşile çalan bir sarılıkta ve hasta gibi göründüğü ıslak güz akşamlarında,laterna eşliğinde söylenen bu şarkılarını çok severim.Ya da dingin,lapa lapa kar yağan rüzğarsız kış akşamlarında,hele bir de karların arasından sokak lambaları ışıldıyorsa,bu şarkılar çok daha doyumsuz oluyor... 191.syf
- 8.NOTUM Onların yalan söylemeleri değil;yalan her zaman bağışlanabilir;tatlı birşeydir çünkü yalan,insanı önünde sonunda gerçeğe götürür.Burada insanın ağrına giden şey,onların yalan söylemeleri değil,söyledikleri yalana kendininde inanmaları.... 165.syf
- 8.NOTUM Onların yalan söylemeleri değil;yalan her zaman bağışlanabilir;tatlı birşeydir çünkü yalan,insanı önünde sonunda gerçeğe götürür.Burada insanın ağrına giden şey,onların yalan söylemeleri değil,söyledikleri yalana kendininde inanmaları.... 165.syf
- 7.NOTUM ...kadın sorunu... -O yıllar Rusya'sında ateşli tartışmalara yol açmıştı.Özellikle sovremennik dergisine bağlı yazarlar kadın haklarını coşkuyla savunuyorlardı (Örn. Çernişevski'nin Ne yapmalı?adlı romanı.)itiraflar - jean jacgues Rousseau'un (1712-1778)özyaşamaöyküsel yapıttı.Rousseau 'un ölümünden sonra yayınlanmıştır.Yani demokrat,aydınlatıcı,devrimci. 136.syf
- 6.NOTUM Olduğu yerde çivilenmiş gibi kalakalmıştı:bakıyor ve gözlerine inanamıyordu:Dış kapı,kendisinin de az öne çıngırağını çalıp içeri girdiği,merdivenlere acılan dış kapı açık,hatta bir karış kadar da aralıktı:Bütün bu süre içinde kapının kilidi de,sürgüsüde açıktı.O içeri girdikten sonra kocakarı anlaşılan ne olur ne olmaz deyip kapıyı kapatmamıştı.Aman Tanrım iyi ama,daha sonra Lizeveta yı içeride görünce niçin anlayamamıştı durumu?Bu kadın elbette bir yerlerden içeri girdiğini nasıl olmuş da,nasıl olmuş da düşünememişti?Duvardan süzülüp geçmemişti ya kadın 98.syf
- 5.NOTUM Hiç hesapta olmayan bu ikinci cinayet her şeyin üzerine pul biber ekmişti,git gide artmak da olan bir korku bütün varlığını kaplıyordu.Hemen kaçmak istiyordu buradan,eğer şu anda içinde bulunduğu durumun güçlüğünü,umutsuzluğunu,çirkinliğini doğru değerlendire bilseydi,buradan kurtula bilmek,evine ulaşa bilmek için önünde daha ne güçlükler,belkide daha ne cinayetler olduğunu kestire bilseydi,büyük olasılıkla her şeyi olduğu gibi bırakıp,doğruca polise gidip teslim olurdu ve bu işi kendi adına duyduğu korkudan ve tiksintiden dolayı yapardı. 97.syf
- 4.NOTUM odanın ortasında,elinde büyükçe bir bohça,Lizaveta duruyordu,yüzü bembeyaz,bakışları kız kardeşinin cesedine mıhlanmış gibiydi. Zavallı Lizaveta öylesine saf,öylesine ezilmiş,öylesine korkutulmuş bir kadındı ki,üzerine doğru kaldırılmış bir balta karşısında yapması gereken en doğal hareket elleriyle yüzünü kapatması olduğu halde,bunu bile yapmadı. 96-97.syf