3.NOTUM Tamamdı artık,bir saniye bile yitiremezdi.Baltoyı paltosunun içinden çıkardı,iki eliyle tutup havaya kaldırdı,yaptığı işin bilincinde olmadan,kendini hiç zorlamadan,bir makine gibi baltayı kadının kafasına indirdi.Sanki tümüyle güçten kesilmiş gibiydi,ama baltayı savurmasıyla eski gücü yerine gelmişti. 93.syf

2.NOTUM -Yaşamaya değer biri olmadığı besbelli,-dedi subay,-ama elden ne gelir,doğa söz konusu burada. -Evet kardeş,doğa düzeltilir,doğaya bir yön verilir.Öyle olmasaydı insanoğlu batıl inançlar bataklığında yok olur giderdi.Bir tek büyük adam yetişmezdi. ''görev, vicdan''gibi bir takım sözler edilir,bunlara karşı bir diyeceğim yok,aman bu kavramları nasıl anlamalıyız biz? 80.syf

1.NOTUM İncil'de yer alan efsane adı geçen Filistin kenti.Efsaneye göre sodom ve Gomore kentleri,haklarındaki ahlaksal bozulma,toplumsal çözülme ve kokuşma nedeniyle Tanrı tarafından yerle bir edilmişti. 19.syf

1.NOTUM İncil'dde yer alan efsane adı geçen Filistin kenti.Efsaneye göre sodom v Gomore kentleri,haklarındaki ahlaksal bozulma,toplumsal çözülme ve kokuşma nedeniyle Tanrı tarafından yerle bir edilmişti. 19.syf

Aklı takdir etmemek mümkün değil tabii, ama onun kendi çerçevesini hiçbir zaman aşamadığını, insanın yalnız kafa ihtiyaçlarına cevap verebildiği de kabul etmek lazım; halbuki arzu, aklı da, başka çeşit özentileri de içine alan bütün hayatın, yani bir insan hayatının en kudretli ifadesidir.

"Aşk, sevilen kişinin seven kişiye kendisi üzerinde zorbalık yapma hakkını armağan etmesidir."

Günün birinde tüm isteklerimizin ve kaprislerimizin de formülü bulunursa?Daha doğrusu,bunların temellerine,hangi yasalarla oluşup geliştiklerine,çeşitli durumlarda hangi yolları izlediklerine ilişkin kesin bir matematiksel formül ortaya çıksa ...İşte o zaman, büyük bir olasılıkla,insan belki de hiçbir şey istememeye başlar;çünkü formüle bakarak istemenin ne tadı olabilir ki?Çünkü özgür isteği,iradesi olmayan insan istemeyi bilir mi?

Bir şeyi kaybetmek için önce ona sahip olmak gerekir.

''Bizler ne kadar çalışırsak çalışalım, kuşlar kadar mutlu ve özgür olamayız.''

Hatta oradaki Fransızlara, iki yıl önce bir adamla tanıştığımı, bu adama, daha on yaşında bir çocukken, 1812'de, bir Fransız lejyonerinin sırf silahını boşaltmak için ateş ettiğini ve ailesinin Moskova'dan ayrılmadığını anlattığım zaman kılları bile kıpırdamamıştır.