Bütün hayatım boyunca istediğim iki şey vardı : yalnızlık ve kudret. Bu iki büyüleyici kavram çocukluğumun rüyalarını süslemiş,benim için hayallerin en büyüğü olmuştu. Eğer kafamdan geçenleri insanlar bir bilselerdi,karşıma geçip katıla katıla gülerlerdi.
Bundan dolayı bir suç küpü olmak o kadar hoştu ki...
Evet,var gücümle hayal kuruyordum,öyle de hayale dalıyordum ki konuşmaya bile zaman kalmıyordu. İşte bundan da benim insan sevmez olduğum anlamını çıkardılar,dalgınlığımı göz önünde tutarak da benim hesabıma daha kötü sonuçlara vardılar. Ama pembe yanaklarım bunun tersini söylüyordu.
Uykuya yatıp,yorganı başıma çekince yapayalnız,inzivaya çekilirdim,çevremde dolaşan insanlar olmaz,onların sesi duyulmazdı. İşte o zaman bu hayatı başka şekle sokmaya başlardım. En hırslı hayalseverlik de ta ülkümü buluncaya kadar devam etmişti. O zaman bütün o budalaca hayaller birdenbire akıllıca olmuş,bir romanın hayali şeklinden gerçeğin anlamlı kalıbına dökülmüştü.
Fyodor Mikhailovich Dostoyevsky