Yemin ederim ki baylar, her şeyi böyle fazla anlamak hastalıktır,hem de gerçek, tam bir hastalıktır.
"Acaba kolay elde edilmiş bir mutluluk mu, yoksa insanı yücelten bir acı mı daha iyidir? Evet,hangisi daha iyidir?"
Hem her şey insanın kendi elinde,hem de insan korkaklığı yüzünden ne fırsatlar kaçırıyor...
İlginç bir şey,acaba insanlar en çok neden korkarlar? Atacakları yeni bir adımdan ,kendi söyleyecekleri yeni bir sözden herhalde.
İzin verin delikanlı,söyleyebilir misiniz? Yok,yok... Daha güçlü,daha betimleyici dile getirmeliyim düşüncemi: Söyleyebilir misiniz değil,söylemek yürekliliğini gösterebilir misiniz? Evet,şu anda bana bakarak,benim bir domuz olmadığımı söyleme yürekliliğini gösterebilir misiniz?
Yüzde! Ne güzel kelimeler var. Ne kadar da bilimsel, teselli verici! Bir kere yüzde dedin mi artık üzülecek bir şey kalmadı demektir.
İnsanın zihni ne ile meşgulse rüyasında onu görür. Hele içimiz rahat olmadı mı gerçeğe ne kadar da uyar rüyalarımız!
Mantığın durduğu yerde şeytan yardım eder.
Ne gariptir ki, insan her zaman fark etmez yaptığı işin önemini ya da ne olduğunu. Yapar sadece. Ama yapmak nedir ki? Bilmek... En önemlisi bilmek değil midir?
Odasına girince kendini yatağın üstüne fırlattı ve uykuya değil, unutkanlığa daldı. Düşünceler beyninin içinde dönüp duruyor, ama o bütün gayretlerine rağmen, hiçbirini yakalayamıyordu.
Serdar Özkan
Ece Ayhan
Richard Brautigan
Turgut Özakman
Platon (Eflatun)
Alberto Manguel
Jerome David Salinger
Mine Söğüt
Suzanne Collins
Peyami Safa