- İyice uyuşmuş durumdasınız. Yaşamı, kişisel ve içsel görevleri, toplumsal vatandaşlık haklarınızı, dostlarınızı para kazanmaktan başka her şeyi, hatta anılarınızı bile terk ettiniz. O zamanki duygularımızın bugünkü pair, impair, rouge, noi; orta sıranın on iki rakamına ilişkin düşlerden üstün olmadığına eminim!
- -Kahretsin! Hemen kumarı bırakacağım. Ancak . -Yalnızca bir kere verdiklerinizi geri alabilirseniz bırakacaksınız değil mi? Sözünüzü bitirmenize gerek yok. Bunun böyle olduğunu biliyorum.
- Gerçekten insan en iyi dostunu karşısında ezilmiş bir halde görmekten büyük bir zevk alıyor. Zaten dostlukların temeli genellikle böyle küçümsemelere dayanıyor. Bu çok eski ve tüm akıllı insanların bildiği bir gerçektir.
- Kuşkusuz sürekli bir endişe içindeyim. Oyunlarda hep ufak oynuyor, hep bir şeyler bekliyor, umuyorum. Hesaplar yapıyorum. Günlerce oyun masası başında durup, oyunu inceliyorum. Rüyalarımda bile sürekli oyun salonundayım. Kendimi uyuşmuş, her yanımı pas tutmuş gibi hissediyorum.
- Tuhaf bir inatla tam yedi kez çıkan kırmızının peşini bırakmıyordum. Bunda gururumun büyük payı olduğu kesin. İzleyicileri, tehlikeye delice kafa tutmamla şaşırtmak hoşuma gidiyordu. Hem de ah o ne garip bir duyguydu içimde, gururumu ortaya koymadan tehlikeye atılmak için dayanılmaz bir istek uyandığını şu an gibi anımsıyorum. Belki de insan ruhu duyguların birbiri ardına çeşitlenmesine bir türlü doyamıyor ve bu durum onu daha çok kışkırtarak tam bir bitkinliğe kadar yeni duygular hissetmesine neden oluyor.
- Sıtmaya tutulmuş gibiydim. Bir hamleyle bütün para yığınını ?kırmızıya? sürdüm ve birden kendime geldim. O gece bütün oyun sürecinde ilk ve son olarak korktum. Bedenim duyduğum dehşet karşısında buz kesmişti. Ellerimde, ayaklarımda terlemeler, ürpertiler oluyordu. Kaybetmenin benim için ne anlama geldiğini o an anlamıştım. Masaya sürdüğüm para değil hayatımdı. Bilinçsizce oynamaya devam ediyordum. Galiba çok dalgındım, çünkü krupiyeler birkaç kez oyunumu düzelttiler. Basit hatalar yapıyordum. Şakaklarım terden sırılsıklam olmuştu, ellerim titriyordu.
- İnsanın bazen en çılgınca, en olanaksız bir düşünceye kapılıverdiği, ona bel bağladığı olur. Öte yandan bu düşünce kuvvetli, insanın içini yakan bir arzuya sahip olduğunuz bir ana rastlamışsa, bunu kaderin size hazırladığı, önüne geçilmez bir alın yazısı olarak görürsünüz. Belki de bu bir önsezi ile iradenin olağanüstü çabasının birleşmesi, kendi hayallerinizle zehirlenmeniz veya buna benzer bir şeydir.
- Kumarbazlar, tutkunların oyun masasından tam yirmi dört saat hiç kıpırdamandan, kağıtlardan gözlerini ayırmadan oturabileceğini çok iyi bilirler.
- İnsanın hırsız olması için başkasına ait bir eşyayı çalması gerekmez; başkasına ait sırları çalmak da hırsızlıktır. Hem de hırsızlığın en bayağısıdır.
- saat 0:00 sigara yok gece çok sessiz sende yoksun saat 0:02 sigarayı buldum sen olmasan da olur