- İnsan başkalarıyla böylesine yakından ilgilenirse, onların felaketini benimserse hiçbir zaman mutlu olamaz.
- Başkalarından aşağı olmadığımı anladım. Yalnızca göze batan özelliklerim, kibar davranışlarım, yani cilam yoktu, ama insandım gene de, yüreğimle, düşüncelerimle insandım.
- Üç rubleye bir çift çizme alacağım. Bir de boyun atkısı alırdım -kullandığım yıllandı artık çünkü- ama eski şalınızdan bana bir boyun atkısıyla bir yakalık çıkarmaya söz verdiğiniz için almayacağım.
- Yoksul, ezilmiş insan kuşkucudur. Çevresine, yanında geçenlere yan gözle, bir tuhaf bakar. Kendisinden mi söz ediliyor, anlamak için gözlerini kısarak, kuşkulu bakışlarını dolaştırır çevresindekilerin üzerinde, konuşulanlara kulak kabartır.
- İnsan kendi halinde yaşayıp gidiyor da, yanı başında duran kitapta kendi hayatının anlatıldığından haberi olmuyor. Eskiden dikkatini çekmemiş birçok şeyi, kitabı okumaya başlayınca bir bir anımsıyor insan.
- Alıştığım ortamdan ayrılırsam sudan çıkmış balığa dönerim. İnsan alıştığı yeri bırakmamalı en iyisi, günleri yarı yarıya acı içinde bile geçse, yabancı bir yerden daha rahat eder alıştığı ortamda.
- Anne ağlamıyor, ama öyle çökmüş, bitmiş ki kadıncağız! Bir kişinin yükünden kurtuldular diye az da olsa için için seviniyorlardır belki.
- Kalp acı çekmeye, ezilmeye, sıkışmaya, kederlenmeye başladığında onu, gündüzün sıcağında kavrulmuş cılız, zavallı bir çiçeği akşam serinliğinde çiy tanelerinin canlandırdığı gibi canlandırır.
- Hoşlanmıyorlar hiçbir şeyimden. Onların istediği gibi olmalıymışım!.. Kendimi bildim bileli bu böyle sürüp gider. Çünkü sessizim, uysalım, küçük bir insanım. Ama ne isterler benden, anlamadım gitti!
- Kiminin alnında emir vereceği, kimininkindeyse hiç mırıldanmadan, korku içinde bu emri yerine getireceği yazar. Kişinin yeteneklerine göredir bütün bunlar. Bazısının yetenekleri emir vermeye, bazısınınki boyun eğmeye elverişlidir. Yetenekleri kişiye tanrı verir...