- bir İngiliz atasözü: 'Yüz tavşandan hiçbir zaman bir at meydana gelemeyeceği gibi, yüz şüpheden de hiçbir zaman bir delil meydana getirilemez!...' der. s.587
- '' Bay Razumihin mi,?'' diye bağırdı... He, he, he! Evet, Bay Razumihin'i bir kenara atmak gerekti. İki kişiye bir börek, sana ne gerek ? s.591
- '' Ya!... Görünüş, o değil! Evet, doğru, davranışım estetik biçimlere uymuyor! Ama ben bunu hiç anlamıyorum, usulünce kuşatılmış bir şehir halkı üzerine bombalar atmak neden daha saygıdeğer bir davranış sayılıyor? Estetik korkusu, güçsüzlüğün ilk belirtisidir! s.676
- ''En önemlisi, en önemlisi, şimdi her şeyin değişeceği, ikiye bölüneceğidir. Ama her şey, her şey... Acaba ben buna hazır mıyım? Bunu ben istiyor muyum? Bunun, kendimi denemek için gerektiği söylüyorlar... Bütün bu anlamsız denemeler, sınavlar niçin, neden ? Bunların gereği ne? Yirmi yıllık kürek cezasından sonra, acı ve budalalıkla ezilmiş güçsüz bir yaşlı haline gelince, bunu şimdi anladığımdan daha mı iyi anlayacağım? Ne diye ben böyle yaşamaya razı oluyorum? s.677
- "Tok açın halinden anlamaz" derler. Ben, "Bazen aç olanlar da birbirini anlamaz" derim.
- İnsanın zihni neyle meşgulse rüyasında onu görür. Hele içiniz rahat olmadı mı, gerçeğe ne kadar da uyar rüyalarımız..!
- ''Hem böyle yapıyorum hem de yaptıklarımdan korkuyorum.'' diye düşündü. ''Hım...Evet, her şey insanın elindedir. Fakat insan korkaklığı yüzünden çok şeyi kaybedebilir. Gerçek bu. İnsanların en çok neden korktuklarını bilmek isterdim. Onları en çok korkutan şey yeni bir adım atmak, yeni bir söz söylemek...''
- Mutsuzken, başkalarının mutsuzluğunu daha güçlü hissederiz; duygu parçalanmaz, yoğunlaşır...
- Zaten insanlar mutsuz olmadıkça başkalarının mutsuzluğunu anlayamiyor.Mutsuz bir insanin hassasiyeti cok daha kuvvetli olur.
- Zeki insanlar asla bir baltaya sap olamaz, olanlar yalnız aptallardır.