- Her neyse, aklı başında bir insan en çok neden bahsetmekten zevk alır bilir misiniz? Elbette kendinden. İşte ben de şimdi kendimden bahsedeceğim.
- Şimdi, bana yolladığınız kitaptaki 'Menzil Bekçisi' ni okuyorum.Size bir şey söyleyeyim mi anacığım,insan kendi halinde yaşayıp gidiyor da, yanı başında duran kitapta kendi hayatının tıpatıp anlatıldığından haberi olmuyor.Eskiden dikkatini çekmemiş birçok şeyi,kitabı okumaya başlayınca bir bir anımsıyor insan... Mutsuzluk bulaşıcı bir hastalıktır.Mutsuzlar,zavallılar daha da mutsuz,zavallı olmamak için birbirlerinden kaçmalıdırlar. Kitap dediğiniz nedir ki?Bir sürü olmayacak şey! Roman da saçmadır,işsiz güçsüzler okusun diye yazılmış uydurmalar. Başkalarının kederini kendinize böyle dert edindiğiniz sürece hayatınız zindan olur. romanlar genç kızları mahvediyormuş.Kitap ahlak bozucu bir şeymiş,nefret edermiş kitaplardan. İnsanları anlamam için onun yaşına gelmem gerektiğini söyledi. palto menzil bekçisi (Byelkin öyküleri)
- "Başkasından saygı görmek istersen, kendi kendine saygı duymayı öğren. En önemlisi bu. Ancak bu şekilde kendini saydırabilirsin."
- İnsan ne kadar kurnaz olursa, basit bir noktada tuzağa düşürüleceğinden o kadar az şüphe eder. Çok kurnaz bir adamı özellikle en basit bir meselede tuzağa düşürmek gerekir. s.350
- Şimdi biliyorum ki Sonya, akılca, ruhça, daha güçlü, daha sağlam olan herkes başkalarına buyurur! Daha yürekli, daha atak olan haklı çıkar... Umursamamakta en ileri gidenler kanun yapıcı olurlar. Herkesten daha atak olan, herkesten daha haklıdır! Bugüne kadar böyle gelmiş, bundan sonra da hep böyle gidecektir! Bunu ancak körler göremez! s.545
- iktidar, ancak eğilip onu alma cesareti gösterenlere verilir. İş cesaret etmekten ibaretti. Bütün mesele yalnız bu idi. s.545
- Birdenbire, gün gibi açık olarak anladım ki bütün bu saçmalıkların yanından geçerken şimdiye kadar hiç kimse onları şöylece kuyruğundan tutup cehenneme fırlatmak cesaretini göstermemiştir, gösteremiyor! s.545
- Napolyon bir kocakarının karyolası altına girer mi hiç budala! s.355
- İktidara geçmeye hakkım olup olmadığını, kendi kendime sorup soruşturmaya başladıysam demek ki iktidara geçmeye hakkım yokmuş! s.546
- insan bir bit midir, sorusunu sorarsam, demek ki insan benim için bir bit değildir. Belki aklına böyle bir soru gelmeyen, soru falan sormadan giden birisi için bir bittir. Napolyon gider miydi, yoksa gitmez miydi, diye günlerce kafa patlattığıma göre, kendimin bir Napolyon olmadığımı açıkça hissetmiş sayılırım... s.546