- Filozoflar, her şeye sonsuzluk açısından bakarak her şeyi tarihsizleştirdikleri, tarih dışına attıkları, mumyaladıkları zaman, onurlu bir iş yaptıklarını sanıyorlar. Bu nedenle, filozofların bize miras bıraktıkları şey, yalnızca kavramsal mumyalardan ibarettir. (...) Filozoflar, bu kavramsal putlarına taptıkları zaman, aslında, her şeyi öldürdüklerinin, her şeyi şeyleştirdiklerinin, dolayısıyla, taptıkları her şeyi, ölümcül bir tehlikenin eşiğine sürüklediklerinin farkında bile değiller.
- Hissettiğimiz duygunun nedenine sahip olmak isteriz; iyi olma ya da kötü olma hissinin nedenine. Yaptığımız şeyi hissettiğimiz gerçeğini gerçekleştirmemiz, hiçbir zaman yeterli değildir. Onun bilincinde olduğumuz için bu gerçeği, yalnızca onu bir tür motivasyonla donattığımız zaman kabul ederiz. (...) Sonuç: Belli bir neden atfetme biçimi yavaşça öne çıkar, sistemin içinde yoğunlaşır ve son olarak her şeye hakim olmaya başlar ki bu, diğer nedenleri ve açıklamaları devre dışı bırakmak demektir. Bankacı, derhal "iş"ini; Hıristiyan, "günah"ını; kız ise "aşk"ını hatırlar.
- Sirklerdeki hayvanlar, zayıflamış, kuvvetten düşmüşler, zararsız hale getirilmişler ve depresif korku duygusu, acı, yaralamalar ve açlık yoluyla hastalıklı canavarlara dönüştürülmüşlerdir. Bunun, papazın "ıslah ettiği" uysallaşmış insandan hiçbir farkı yoktur.
- ...Sadece gözlem olsun diye gözlem yapmaya da hayır!
- İnsanın hali de bu ağaç gibidir.Yükseklere ve aydınlıklara çıkmak istediği oranda kökleri toprağa;aşağıya,karanlığa,derine ve kötülüğe dalar!
- ...Onlar yalnıza haksızlık eder ve çamur atarlar.Fakat kardeşim eğer bir yıldız olmak istersen böyle yaptılar diye onları daha az aydınlatmamalısın.
- Fakat siz,bir düşmanınız olduğunda onun kötülüklerine iyilikle karşılık vermeyin.Çünkü bu,utandırır.Tersine size iyilik yaptığını ona kanıtlayın.Utandırmaktansa,öfkelenmek iyidir.
- Yalnız adam,bir derin göl gibidir.İçine bir taş atmak kolaydır.Fakat taş dibine kadar çökerse, söyleyin, kim onu çıkarabilir?
- Kuş olmayan, uçurumlar üstünde yerleşmemeli.
- Gerçekten ben, pençelerine inme indiği için kendilerini ''iyi'' zanneden zayıflara gülerim.