- Ancak ne kadar az yalan söylerse, o kadar az yalan söylemiş olur insan, az yalan söyleme imkanı bulduğunda değil.
- Üzerine yeterince basılmadığı için bel vermemiş bir merdiven basamağı, basamağın kendisi açısından, kimsesiz çatılmış bir tahta parçasından gayrısı değildir.
- Gerçeklerin peşinden paten kaymayı yeni öğrenen acemi biri gibi koşuyor, üstelik bir de yasak yerde alıştırma yapıyor.
- Kendi sofrasının kırıntılarıyla besleniyor; kendini doymuş duyumsuyor bir süreliğine, ne yazık ki, sofrada nasıl karın doyurulduğunu unutuyor, sonunda yerde yenecek kırıntı da bulamıyor.
- İnsanlarla iç içe olmak, peşi sıra insanı kendisini gözlemlemeye götürür.
- Giyotin denli ağır, onun denli de hafif bir inanç.
- İki yol: Kendini sonsuz küçültmek ya da sonsuz küçük olmak. Birincisi mükemmellik, yani eylemsizliktir; ikincisi başlangıç, yani eylemdir.
- Yaşama başladığın anda iki ödev: Sınırlarını her an daraltmak ve bu sınırları aştığı anlarda da gizlenmeyi başarıp başaramadığını her an sorgulamak.
- Bu yaşamın hazları, yaşamın kendi hazları değil, ama bizim şu andakinden daha yüce bir yaşama ulaşma korkumuzun hazzıdır; bu yaşamın eziyetleri yaşamın kendi ıstırapları değil, ama bu korkudan dolayı kendimize yaptığımız eziyettir.
- ??Ama sonra sanki hiçbir şey olmamış gibi işine döndü.?? Belki hiçbir öyküde geçmiyor, fakat eski öyküler yığınından kulağımıza aşina gelen sözler bunlar.