Yaşama başladığın anda iki ödev: Sınırlarını her an daraltmak ve bu sınırları aştığın anlarda da gizlenmeyi başarıp başaramadığını her an sorgulamak.
Kör gecenin ıssızlığında yaşıyoruz, günü doğuşunu ve batışını algılamamız, doğuya ve batıya dönebilmemizden.
Yüzüşü akıntıya karşı; kimi zaman öyle güçlü ki akıntı, boş bulunduğunda, içinde didindiği ıssızlığın bir noktasında umutsuz kalıyor; böyle bir eksiklik anında geri dönüşsüzce gerilere sürükleniyor.
Şuna inanıyorum: birlikte yaşayamayacağız, boyun eğip rahatça uzanıvereceğiz yan yana, ölmek için. Ama ne olacaksa senin yanında olacak.
??İşyerinde çalışmaktan öyle yorgun düşüyor ki insan, sonunda izne çıktığında tadını çıkaracak hali kalmıyor. Elinden geleni yapsa da herkesin kendisini sevmesini sağlayamıyor, hep tek başına kalıyor, tek başına ve başkaları için bir merak nesnesi. ?Ben? demek yerine ?insan? dendiği sürece sorun yok, ezbere söylenebilir her şey; gel gör ki o insanın sen olduğunu kabul edince için kötü oluyor, handiyse dehşet içinde kalıyorsun.??
?kıza yaklaşıp insan bedenindeki hastalıklar ve tedavileri konusundaki kanaatlerimi aktarmak istiyorum, yardım etmek, kızı hastalığının pek kötü sonuçlarından korumaya dair samimi niyetim beni bunu yapmaya zorluyor; kendi kendimi kızın önüne çıkmış bir talih kuşu olarak görmek istiyorum.
Sözün kısası, tek başlarına yolculuk eden ve kendilerine çağdaş bir gözle bakılmasını talep eden genç kızların karşılarına çıkan erkekleri kimi zaman kendilerine çekerek kimi zaman da uzaklaştırarak şaşırtmaktan oluşan küflü davranışlarından vazgeçmesi gerekir.
İnsanın asıl olarak iki günahı vardır, diğerleri de bunlardan kaynaklanır: Sabırsızlık ve tembellik. İnsanlar sabırsızlıklarından dolayı Cennet?ten atıldılar, geri dönemeyişleri de tembelliklerinden. Günahların sayısı tektir beki: Sabırsızlıktan atıldılar yine sabırsızlıktan geri dönemiyorlar.
Bir noktadan sonra vazgeçmek olanaksızdır. Erişilmesi gereken nokta orasıdır.
İlerlediğim yol dümdüz olsaydı, ilerlemek için tüm çabalarıma rağmen geriye doğru hareket etseydim, çaresizlik bu olurdu; ama sen, aşağıdan da ayırtına varabileceğin gibi, dik bir yokuşu çıktığına göre, adımlarının geri geri gitmesi, kayman, tırmandığın yerin dikliğinden kaynaklanabilir, eğer böyleyse umutsuzluğun zamanı değildir.
Orhan Duru
Jan-Philipp Sendker
Zeki Kayahan Coşkun
Panait Istrati
Lisa Kleypas
Hekimoğlu İsmail
Üstün Dökmen
Reşit Haylamaz
Haldun Taner
William Shakespeare