iki elim, aralarında kavgaya giriştiler.okuduğum kitabı kapayıp araya girmesin diye bir yana ittiler.sonra beni selamlayıp kavgalarına hakem teyit ettiler.hiç zaman yitirmeksizin parmaklarını birbirlerine dolayıp masanın kenarında bir koşuşturmaca tutturdular, sırasıyla birbirlerinin önüne geçerek masa boyunca bir kaç kez gidip geldiler.gözlerimi onlardan ayıramadım.onlar benim ellerim olduğuna göre yan tutmamalıydım, yanlış bir kararla başıma kim bilir ne belalar sarardım.doğrusu, görevim hiç kolay değildi, avuçlarımın arasındaki karanlık bölgede gözümden kaçmaması gereken hilelere başvuruyorlardı, ben de çenemi masaya dayamış gözümden tek bir şeyin kaçmaması için dikkat kesilmiştim.o güne dek, sol elime karşı kötü bir düşüncem olmamasına rağmen, hep sağ elimden yana olmuştum.sol elim durumu yüzüme çarparak itiraz etseydi, bu kötüye kullanılabilir duruma derhal son verirdim.fakat sol elimden ufak bir sızlanma bile işitmedim, örneğin sağ elim sokakta selam vermek için şapkamı kaldırırken sol elim kalçamda ürkekçe geziyordu.şu an sürmekte olan kavga için kötü bir hazırlık devresiydi bu.sol elim, nasıl edeceksin de sağ elimin yıllar içerisinde güçlenen baskısına dayanabileceksin?gördüğüm şey bir kavga değil artık, bu düpedüz sol elimin idam fermanı.şimdiden masanın sol köşesine sıkıştı sol elim., sağ elim düzenli olarak üzerine binip duruyor.eğer bu dehşet verici anda düşünme yeteneğimi yitirmiş olsaydım; o anda aklıma düşen bunların benim elim olduğu fikrini, öyleyse onları bir çırpıda birbirlerinden uzaklaştırabileceğim ve acı dolu kavgalarına son verebileceğim fikrini uygulamaya koyulmasaydım sol elim bileğimden kırılır, masadan aşağıya düşüp öylece kalırdı, yenilgiden dolayı sarhoşlaşan sağ elim kendini tutamaz, beş başlı kerberos misali yüzüme saldırırdı.ama şimdi birbirlerinin üzerinde usulca yatıyorlar, sağ elim sol elimin sırtını sıvazlıyor; yansızlığını yitiren hakem, ben, bu davranışlarını başımı sallayarak onaylıyorum.