Yanımda yürüyordun. Düşünsene, yanımdaydın!

Her şeye rağmen, mutluluktan ölünebiliyorsa, o zaman kesinlikle bu şekilde öleceğim. Ayrıca, ölüm döşeğindeki birisi, mutluluk sayesinde hayata tutunabiliyorsa o zaman ben de hayatta kalacağım.

Seni seviyorum işte, budala, deniz dibindeki çakıl taşı nasıl sevilip, sarmalanır, ona bağlanırsa ben de sana öyle bağlıyım.

Evet, dağ, sen güzelsin, batı yamacindaki ormanlar da içime sevinç veriyor. -senden de memnunum, çiçek, pembe ruhuma neşe katıyor. -sen, cayirlardaki ot, yukselmissin bile, guclenmissin , serinlik veriyorsun. -ve sen, yadırgı çalılık, öyle beklenmedik bir anda batıyorsun ki, düşüncelerimiz sıçramalar yapıyor. Fakat senden, nehir, o kadar büyük bir zevk alıyorum ki, o kıvrak sularına taşıyacağım kendimi. Bu övgüyü on kere, yüksek sesle, vücudunu mahviyet gösteren birkaç kipirtiyla dogrultarak söyledikten sonra başını eğdi ve gözlerini yumup dedi ki: Ama şimdi-sizden rica ediyorum- dağ, çiçek, ot, çalı ve nehir, bana biraz yer verin ki, nefes alabileyim.

İyi bir kitap en iyi dosttur. Bu sahiden doğru, öyle, iyi bir kitap en iyi dosttur.

Uzaktan kulak kabarttigim için kulağıma hiçbir şey gelmiyor, sadece bir saatin hafif hafif vuruşunu işitiyorum veya belki sadece işittiğimi sanıyorum, çocukluk günlerinden bu yana. Mutfakta başka ne olup bittigi, orada oturanların benden sakladıkları sır. Kapının önünde ne kadar tereddüt ederse insan, o kadar yabancı düşer. Nasıl olurdu, şimdi biri kapıyı açıp bana bir şey sorsaydı? O zaman ben kendim sırrını saklayan biri gibi olmaz miydim?

Biraz daha uyusam , bütün bu olanlardan kurtulabilir miyim diye düşündü .

Gregor evin kapısının kapandığını duymadı. Her felaket yaşayan evde olduğu gibi kapıyı açık bırakmış olacaklardı.

Dün geceyi,gece yarısına kadar sana yazmakla, geri kalan vakti de seni düşünmekle geçirdim..

Mahkeme, inancından asla döndürülemez. Burada bir tuvale yan yana bütün hakimlerin resmini yapsam ve siz de kendinizi bu tuvalin önünde savunsanız, gerçek bir mahkeme önündekine oranla daha çok şansınız olur.