- Kader nasıl da alaycı Kalbine kılıç saplanması ileöldürülmek ...tuzağa düşürülerek, arkamdaki uşaktarafından... ...bir odun darbesiyle öldürüldüm. Çok iyi. Her fırsatı kaçırdım. Hatta ölümümü bile. *** Yaşamım buymuş meğer. Sufle yapmakve unutulmak. Tüm yaşamım bu. Ben karanlık bir köşeye çekilip gizlenirken... ...başkaları şöhretinbusesini topluyordu. *** Aya gideceğim. Bütün sevdiklerim orada sürgünde olmalı... ...gidip orada Socrate ve Galilée'yi bulmalı. Filozof, fizikçi,... ...şair, kavgacı,... ...müzisyen, ve uzay seyyahı... ...hazırcevap ustası. Üstelik aşık... Ama kendine hayrı yok. Rahmetli Hercule-Savinien... ...de Cyrano de Bergerac. Her şeydi... Ve hiçbir şeydi... Her şey olayım derken hiçbir şey olamadı... Gidiyorum. Kusura bakmayın... ...bekletemem. Ayın ışığı beni almaya gelmiş. Tutmayın beni. Ağaçlar yeter. O geliyor... Mermer çizmeyle kurşun eldivengiydim sanki. Madem ki o yolda, karşılarım onuelimde kılıcım. Ama ne diyorsunuz? Beyhude mi? Biliyorum. Mutlak galip gelmek içinçarpışılmaz.. ...hatta beyhude olunca daha güzel. Nedir bu kalabalık? Bin kişi misiniz? Sizi tanıyorum şimdi, benim eski düşmanlarım. Yalancılık, alçaklık,anlaşma... Biliyorum ki sonunda siz beniyere çalacaksınız. Umurumda değil! Savaşırım! Savaşırım! Savaşırım! Her şeyimi koparın, defnemi ve gülümü. Koparıp alın. Size rağmen alıp götüreceğimbir şeylerim var. Bu akşam çıkınca Tanrının huzuruna... ...selam olsun gökyüzününo masmavi nuruna. Size rağmen götürüyorum onu buradan... ...lekesiz, buruşuksuz. Ve bu benim... ...gururum. *** geliyor. daha şimdiden, iki mermer çizmeyle kurşun eldiven giydim sanki! gelecekse buyursun! biz de hoş geldin deriz, (dimdik olur) kendisini ayakta, elde kılıç bekleriz! vallahi bakıyor be! burnuma göz dikmeye cüret ediyor kahbe. (kılıcını kaldırır) beyhude mi? o malum! sen başla saldırmaya! mutlaka galip gelmek için çarpışılmaz ya. evet, hatta beyhude olunca daha güzel. nedir bu kalabalık? bin kişi mi? mükemmel! sizi tanıdım şimdi, bizim eski düşmanlar. yalancılık, (kılıcıyla boşluğa vurur) al sana! zamaneye uyanlar. bunlar da hurafeler, alçaklıklar!.. (vurur) ha nasıl? anlaşalım mı? asla asla!.. ah işte asıl düşmanım sen, aptallık! burdasın ha? nihayet biliyorum hakkımdan geleceksiniz, evet. fakat kalbim çarptıkça, sonuna kadar, kinle, ben yine vuruşurum. vuruşurum sizinle! (kılıcıyla geniş daireler çizer ve nefes nefese durur.) herşeyimi koparın bekletmeyin ölümü: alnımdaki defnemi, göğsümdeki gülümü koparıp alın! fakat size rağmen, bir şeim. öyle birşeyim var ki, alıp götüreceğim. ve bu akşam çıkınca allahın huzuruna, yedi kat gökyüzünün o masmavi nuruna, eşikten selam verip karışacağım zaman yanımda bulunacak. allahıma buradan lekesiz buruşuksuz onu götürüyorum! evet, ne yapsanız da (kılıcını kaldırarak atılır) bu benim.... (kılıç elinden düşer, sarsılır ve le bret ile ragueneau nun kolları arasına düşer. roxane eğilip alnından öper) -senin? (cyrano gözlerini açar, roxane i tanır ve gülümseyerek) -gururum!
- "Kalbimi çalmışsınız, sizinkine muhtacım."
- İstemem! İstemem! Eksik olsun! Korkmak, tükenmek, bitmek... Şiir yazacak yerde eşe dosta gitmek. Dilekçeler yazarak içini ortaya dökmek? İstemem! Eksik olsun! İstemem! Eksik olsun! Ama şarkı söylemek, düşlemek, gülmek, yürümek... Tek başına... Özgür olmak... Dünyaya kendi gözlerinle bakmak... Sesini çınlatmak, aklına esince şapkanı yan yatırmak... Bir hiç uğruna kılıcına ya da kalemine sarılmak... Ne ün peşinde olmak, para pul düşünmek, İsteyince Ay'a bile gidebilmek. Başarıyı alnının teriyle elde edebilmek. Demek istediğim asalak bir sarmaşık olma sakın. Varsın boyun olmasın bir söğütünki kadar. Yaprakların bulutlara erişmezse bir zararın mı var? Dök içindeki öfkeyi dostum. Ama saklama benden seni sevmediğini.
- Allah'ım, bu ne dilber! Bir şeftali, bir çilek gülümsüyor beraber! Sanki taze bir hava esiyor eteğinden; İnsan nezle olacak, neredeyse yüreğinden.
- Kurdeleniz ne güzel! Acaba manası ne? "Sensin cihana bedel. Sevgilim, öp beni mi?
- ?Mesut ona derler ki, saraylardan uzakta, Uzlette, tabiatla beraber yaşamakta, Lezzetle geçer ömrünün eyyamı baharı...? Montfleury
- Susun, yoksa isteyenler buyursun! Haydi vakit geçmeden yazdırın isminizi. Haydi genç kahramanlar, haydi göreyim sizi. Numara veriyorum, sırayla girilecek. Herkesin hakkı mahfuz. Artık anlaştık demek! Kiminle başlıyoruz, efendim? Sizinle mi? Hayır ha! Sizinle mi? Siz de hayır, öyle mi? Emin olun daveti ilk kabul eden şahsa, Muhteşem bir cenaze alayı var bilhassa. Parmağını kaldırsın bu şerefin talibi! # (Derin bir sessizlik olur) # Kılıcımı çırçıplak görmek ayıpmış gibi Herkeste bir utanma! Peki, demek yok kimse! O halde devam... #(Sıkıntıdan terleyen Montfleury?nin bulunduğu sahneye dönerek.)# Benim istediğim şey ise Gayet basit. Niyetim sahneyi tedavidir. Ameliyat lâzımsa, #(Elini kılıcına götürür.)# Neşterim var, kavidir.
- Mösyö, uzatır mısın yüzünü şamarıma? Cyrano
- VICOMTE Hiddetten boğulur gibi. Tavrı küstah, sözü tok, Bir köy asilzâdesi, eldiveni bile yok! Sırmasız, fiyongosuz, kurdelesiz bir herif! CYRANO Evet ama, çok şükür, maneviyatım zarif! Hayır, bir züppe gibi takıp takıştıramam, Elbisem gösterişsiz olunca süsüm tamam olur. Bilhassa ihmal etmediğim şey budur: Yıkanmamış hakaret, paçavra olmuş gurur, Uykudan vicdanımın gözleri çapak çapak, Ve kirli endişeler ile sokağa çıkmak... Yürürken, sırmadan çok parıldar her tarafım: Hürriyetim, gururum, şahane itikâfım,. Göğsüme sıralarım, büküp bıyıklarımı, Bir alay kordon değil, kahramanlıklarımı. Çarpık, pörsük bir vücut değildir, bu her zaman. Bir korse giymiş gibi ruhumdur dimdik duran! Her yerde bir erkekçe sayhadır her satırım, Hakikati bir mahmuz gibi şakırdatırım. VICOMTE Fakat mösyö, ben... CYRANO Yoksa eldivenim ne çıkar! Bir tanecik kalmıştı babamızdan yadigâr, Yanımda bulunsaydı yine kullanacaktım; Ne çare, birisinin suratında bıraktım! VICOMTE Hımbıl, bayağ, serseri, çulpa, küstah, avanak! CYRANO (Şapkasını çıkarır ve Vicomte?la tanışıyormuş gibi selamlayarak.) Bendeniz de Savinien Cyrano de Bergerac!