- "Oysa hepimiz, casus gibi yaşarız,Saklanarak ve paylaşılamayanın yüküyle.Birbirimize dokunmalarımız korkak kelebeklerdir, dokununca renkleri yıkılan .Çünkü küskün çocuklar inanamazlar.Ki inanamamak,küsmüş bir çocuğun en büyük kan kaybıdır." (s.83)
- "Ruhları sünnet edilmiş kadınlar.Sonsuza kadar sabırlı kadınlar. Artık konuşmadıkları için onları anlayamıyoruz.Gerçekten varlar mı o bile kesin değil.En azından sokakta yüz yüze gelmiyoruz onlarla. Ama sanılmasın ki onlar yok oluyorlar. Onlar, sessizce ve yeni baştan, yeni sabırlarla üretiliyorlar. Artık hiçbir sözcüğe, hiçbir ağlamaya inanmayan kadınlar.Artık hiçbir gecenin geçmesini beklemeyen kadınlar.Artık kimsenin gelmeyeceğini ve ölümün sıcak bir yatak olduğunu bilen, hayatları,eteklerini düzeltmekle ve ne olursa olsun çayı masaya getirmekle geçmiş kadınlar.Kimse onları sevmedi.Hiç kimsenin sevmediği kadınlar var dünyada.Bunu anlayabilir miyiz acaba?" (s.94)
- Kutsal kitaplar bile söz etmemişse bizden, mutlaka bir bildiği vardır göklerin. Her bir şeyin varlığını tarif eden kutsal kitaplar bile bize dair bir cümle sarf etmekten kaçınmışsa, demek ki yerimiz yok yeryüzünde. Çünkü tanrı bile biliyor işte, ruhumuzun ayazıyla dondurup buza çevirebileceğimizi bütün masalları. Sonra bu buzdan masal kulesine bir tekme atıp yerle bir edebileceğimizi bütün inanılacak hayalleri, üstelik en kalpten üzülecek biz olsak bile, yeryüzünde tutunacak hiç bir masalın kalmayışına.
- "Ekmeklerini unutanlar tanrılarını da unutur mu bir parça? Ekmeğin tanrının kırıntısı olduğu göz önüne alınırsa..."
- "Öldüğüme göre artık yaşayabilirim."
- "Güzelliği onu bıraksa da güzellik jestleri gövdesini terk etmeyen kadınlardan."
- ?Kızlar yetiştiriyorum yabancı. Erguvan ağaçları gibi. Erguvanların kıymetini bilmeyen ve mineleri görmeyen erkeklerden uzak durmaları için uyarıyorum onları. Onlara şarkı söylemeyi, şiir yazmayı, çiçeklerden yemek yapmayı ve kılıç sallarken tanrılar gibi zarif olabilmeyi öğretiyorum. Alt etmekten keyif almayı, karacalar gibi koşmayı, yunuslar gibi yüzmeyi ve Fenikeli kadınlar gibi dans etmeyi öğretiyorum. Büyüleri öğretiyorum onlara. Kız kardeşleriyle yaptıkları büyülere güvenmeyi. Erkeklerden korkmuyorlar yabancı, kendilerinden korkuyorlar.?
- Ülke dediğimiz bir hayal.Hayal kırılınca hepimiz, başkentin tam ortasında dursak bile, birer mülteciyiz.
- Bir dua kırıntısı lütfet, benim kalbim ise senin için hep namazda..
- Oysa ben hikayesini ilk kez anlatırken dikkate alınmayan insanların aniden ölebileceğindrn korkarım..