- '' Her şey çok yıldırıcıydı. İnsanın üzerine sürekli biri sürtünüyordu. En ufak espriye, en küçük bir meydan okumaya tahammül edemiyorlardı. Her şey bir meydan okumaydı onlar için. Her sabah öfkeli uyanıyor, güne öfkeyle devam ediyorlardı. Kaybetmek istemiyorlardı ama nasıl kazanılacağını da bilmiyorlardı. Bok dolu kabız hayatlar. ''
- Sabahın altı buçuğunda bir çalar saatin sesine uyanıp yataktan fırla,giyin,zorla bir şeyler atıştır,sıç,işe,diş fırçala,saç tara,başka birine büyük paralar kazandırmak ve sana tanınan fırsat için müteşekkir olmak için berbat bir trafiğin içine dal. Nasıl razı olunur böyle yaşama? (Sayfa-109)
- Sizi hayal kırıklığına uğratacağımdan eminim, ama ben hep böyleydim.
- Seni sevmek dondurucu bir havada bir çift eldiven giymek kadar kolay.
- Yatağıma döndüm ,ölüyordum sadece. Kimsenin umurunda değildi, benim bile umurumda değildi...
- Dibe vurduğunu sanıp bir dip daha olduğunu keşfedebiliyordu insan.
- Dünya yorgun,sonu yakın.İnsanlar taşlaşmışlar. Kendilerinden usanmışlar. Ölüm dualarının kabul edilmesini bekliyorlar.
- Beni tanıyan herkesin size söyleyeceği gibi, makbul biri değilim. Kötü adamı sevdim hep, kanunsuzu, hergeleyi. İyi işleri olan sinek kaydı tıraşlı, kravatlı tiplerden hoşlanmam. Ümitsiz adamları severim, dişleri kırık, usları kırık, yolları kırık adamları. İlgimi çekerler. Küçük sürpriz ve patlamalarla doludurlar. Adi kadınlardan da hoşlanırım; çorapları sarkmış, makyajları akmış, sarhoş ve küfürbaz kadınlardan. Azizlerden çok sapkınlar ilgilendiriyor beni. Serserilerin yanında rahatımdır, çünkü ben de serseriyim. Kanun sevmem, ahlak sevmem, din sevmem, kural sevmem. Toplumun beni şekillendirmesinden hoşlanmam...
- Kadınlar, genellikle en ahmak erkeği seçer; insanlığın içinde bulunduğu durumun birinci nedenidir bu.
- Kadınlar acı çekmek için yaratılmışlardı sanki; sürekli sevgi sözcükleri duyma ihtiyaçları bundan kaynaklanıyordu belki.