- 1961'de Türkiye'nin en özgürlükçü anayasasına sevinirken, Menderes ve iki bakanının idamına üzüldüler. Siyasi nedenle idam kabul edilemezdi. O zaman uzaktan yüreklerini yakan ateşin, gün gelip kendi evlerini kavuracağı, o üç idamın intikamının kendi oğullarıyla iki arkadaşından alınacağı, akıllarından bile geçmiyordu.
- Aşk devrimcidir.
Otorite, düzen, nizam tanımaz.
Coşkuyla çarpan iki kalbin yarattığı etkiye hiçbir direnç dayanmaz.
Sınırlar, harp içindir; aşk sınırdan anlamaz.
Yaş, sosyal statü, renk, ırk, din, cins, dil, mezhep, milliyet farkı, tutkuya mani olamaz. - Ten derde ilaç olur: ölüm, ayrılığa yeğ tutulur.
Seven iki yürek, ayrılmaya zorlandıkça birleşir.
Aşk, yalnızca içeriden yıkılabilen bir kaledir. Sadece aşıkların birbirini yemesiyle yok olur. - Onunlayken pervaneleşen yelkovanlar, onsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain...
Dünyanın en güzel yeri onun yaşadığı yer, en güzel kokusu bedenindeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse...
Bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez, özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa...
Kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü...
Hem kimseler duymasın hem cümle alem bilsin istiyorsanız...
Uğruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yoksa...
(Kesinlikle aşıksınız demektir. Ve işte Gerçek aşk budur. EÇ) - Görenler bana görmediğimi söylemese ben görmediğimi bilmiyordum ki! ... (Bir görme özürlünün kendini tanımlaması bu. Zaten çoğumuz da sadece bakar körüz aslında... EÇ)
- Ömrü uzadıkça solar ateşli sevdalar... Sadece öldürülen aşklar yaşar. Aşkta, ölüm ile yaşam arasında ters orantı var.
- İkinci bahar "son" bahardır. Orada aşk, hayatla cilveleşmekten çok, hayat denilen çileyi birlikte göğüslemektir.
İlkbaharda çoğunlukla imkansızlıktır aşkı filizleyen, besleyen; "sonbahardaysa fedakarlık..." - İnsan kirli bir nehirdir. Kirli bir nehri, kirlenmeden içine alabilmen için deniz olman gerekir.
- İktidar şifalı bir kaplıca suyu gibi, içeni çirkinliklerden arındırıyor; şekilsiz vücutlara şekil, sevimsiz çehrelere şirinlik katıyor.
- Güvensiz büyümüş çocuk, habire terk edilme korkusu yaşayan aşığa dönüşür zamanla... Mutluluk uğruna risk almaz, sarıldığı boyundan ayrılmaz.