- Çünkü bir aşkı, ancak bir başka aşk öldürebilir... ...ve aşk bir kez öldü mü, dünyanın en iyi yasaları, en gelişkin kolluk güçleri bile diriltemez onu... Diriltemiyor da zaten... O yüzden hepimiz biliyoruz ki. anketlerin "mutlu evlilikler diyarı" sandığı yer, aslında çözülmüş bir kurumun yaşatılması uğruna aşklarını feda etmiş kırık kalpli çolakların ülkesi... Ve toplum: bir silkelense, yenlerinden yüzbinlerce kırık kolun boşalacağı eskimiş kötü bir ceket gibi..
- Süpermen,tekerlekli sandalyede bir kötürüm artık...
- Sabır,ihanetin can yoldaşıdır.
- Öyleyse? Arkadaşlar,hazır mıyız? "Batsın bu dünya!"
- Bazen yüz gerdirilse dolgulansa pudralansa hatta baştan yapılsa da ikiyüzlülükle,yüzsüzlükle baş edilemiyor.
- Nihayet gaflet ve cehalet. bir mazeret sayılamaz.
- Karac' oğlan' ı ve şiirini inceleyen İlhan Başgöz, (Karac' oğlan Cumhuriyet, 1999) bunun gerekçesini Türkmen konar göçerlerin şehirdeki, kasabadaki cinsel tabulardan azade yaşam tarzında bulur. Çadırdaki Türkmen kadını, dört duvar arasında erkekten ayrı yaşayan şehirli hemcinslerine göre çok daha rahattır. Bütün gün çadır dışında işinde gücündedir. O yüzden İslam mistisizmi kaynaklı bir "soyutlama"ya gelmez. Hayata olduğu gibi şiire de kanlı canlı, gerçek haliyle girer. İşte o yüzden Karac' oğlan "Ay doğup da şafak atmada sandım / Meğer yarin düğmeleri çözülmüş" diyerek divan şiiriyle dalga geçer. "Ferc"in onun dünyasında daha somut ve dünyevi bir anlamı vardır. Sevgili üzerinden Allah'a ilanıaşk etmez; tersine, "Öpülmemiş kızların kabul olmaz orucu," diyerek, aşka mani olan bir inanç sistemine posta koyar.
- Gazeteler, yeni ayrıldığı altı yıllık eşinin genç bir sevgili bulduğunu yazdı. Yeni sevgililer, objektiflere yakalandı. Fotoğrafları çarşaf çarşaf yayımlandı. "Çocuklu kadına yakıştı mı?" sorusu hemen eski eşe soruldu. Bir polemik çıkar, diye umuldu. Ama Cem Özer, erkeklik raconunda dönüm noktası sayılabilecek bir yanıt verdi. Dedi ki:"Geriye çekilip baktım; ortada benimle alakalı bir şey olmadığını gördüm. Eski eşimin hayatına karışıp yargılamam nasıl mümkün olur. Bana, aldığı her kararda onu desteklemek düşer. Toza bulanırım, yine de onu toza kondurmam. Kaldı ki onu gülerken görmek hoşuma gitti. Mutluysa bana ancak halt etmek düşer." Şu cümleleri kuramadığı için kaç erkek melankolik, alkolik, katil, mahkum oldu kim bilir?.. Ve kaç kadın huzurundan, evinden, işinden, canından oldu.
- 12 yıl sonra Paşa, o gün elini öpen çocuğu ipten almak için çabalayacaktı. 12 yıl sonra o vali, elinden diploma alan çocuğu ipe göndermek için oy verecekti.
- Ne var ki, asıl suç onlarda değil, onları bu yollara iten namussuzlar koalisyonundadır. Üniversiteli gençlerin devrimci dinamizmini, Türkiye'nin yükselişi için itici güç olarak değerlendiremeyen her siyasi iktidar, suçlu olacaktır.