- ...işçiyi makineye çeken duygu yok olduğunda, emek, hesapsız, bedava doğasından kopup para ihtiyacına hizmet ettiğinde, işte o zaman dünyanın sonu geleceğine inanıyordu.
- Ne kadar okusa ve düşünse içinde hep boş bir yer kalıyordu, betimlenmemiş ve anlatılmamış bir dünyanın tedirgin bir rüzgar gibi içinden geçtiği o boşluk.
- ?Ben yüreğim sızladığı için sordum bunları sana, sense beni gazeteyle avutuyorsun?Hayır arkadaş, her iktidar bir çarlıktır, aynı synkletos ve monarşi, çok şeyler düşündüm ben.? ?Ya ne gerekiyor peki?? dedi kafası karışan muhattabı. ?Mülkiyeti aşağılamak, insanları da başıboş bırakmak. Daha iyi olur öyle, tanrı biliyor ya gerçek bu!? ?İyi de bu dediğin anarşi!? ?Ne anarşisi yahu, bireysel hayat sadece??
- Yüzünden bilinç okunmayana güzel denmez. Devrimsiz kadın olmamış kadındır, böylelerini özlemem ben... Uykunu getirir belki ama başkaca numarası yoktur, kalbimden bile hafiftir.
- Bense hiçbir şehri sevmem. Sokakları kalabalık olan yerleri severim yalnızca.
- Tatmin ettiğin arzular tekrarlanır, hatta yeni bir şeyler çeker insanın canı. Ve her bir yurttaş bir an evvel duygularını gerçekleştirmek ister ki kendi varlığını ve acılarını olabildiğince az hissetsin. Ama onları doyurmak ne mümkün; bugün mülk isterler, yarın zevce, sonraki gün sabahtan akşama kadar mutlu olmayı -tarih bile başa çıkamaz bununla. İnsanı azar azar ufaltmak en iyisi, alışacaktır nasılsa: Nasıl olsa öyle de böyle de acı çekecek.
- ?Burada yoldaş Gopner, herkesin tek bir mesleği vardır:ruh. Zanaatın yerine de hayatı getirdik. Ne dersin, böylesi fena mı yani? -Ama o zaman insanları yan yana tutan nedir burda, o belli değil. Sümükle mi yapıştırıyorsun onları yoksa sırf diktatörlükle mi tutturdun??
- Devrim geçmiş, mahsülü toplanmıştı, şimdi insanlar olgunlaşan tohumunu yiyordu sessizce, komünizm vücutlarını ebediyen dolduruversin diye. Tarih üzgündür, zamandır çünkü ve bilir unutulacağını.
- İnsan yaşlanınca yattığı yerden şunu düşünüyor: Nasıl olur da benden sonra dünya ve insanlar sağlam kalır? Onca yemek yedim, onca iş yaptım, onca zahmetler ettim, düşünceler düşündüm, sanki bütün alemi kendi ellerimle tükettim, başkalarına ise yalnızca eskittiklerim kaldı. Ama sonradan gördüm ki başkaları da bana benziyor, başkaları da küçük yaştan beri bedenlerini zar zor taşıyor, hepsi de dayanıyor bir şekilde.
- Neyin nesiydi şu yaşadıkları hayat, berikilerin bilincinde uzayıp giden dünyanın imgesi olan o ıssız yollar neyin nesiydi?