- "Sevinçli, yaşamaktan mutlu bir Odile kadar duygulandırıcı bir şey olamazdı; sevinç için yaratıldığı öyle güçlü bir biçimde duyuluyordu ki, bunu ona vermeyince ağır bir suç işlemiş gibi görüyordu insan kendini." s.39
- "Belki de insanları en çok bölen şey, kimilerinin her şeyden önce geçmişte, kimilerinin de yalnız içinde bulundukları dakikada yaşamalarıdır." s.39
- "Onu anlamamayı kabul edemiyordum. Ama Odile'i anlamak olanaksızdı, öyle sanıyorum ki, hiçbir erkek (onu sevdi mi) acı çekmeden yaşayamazdı yanında." s.45
- "Odile değişiyor, her zamankinden daha güzel oluyordu." s.65
- "Yüreğim altüst olmuştu, ama akılca neredeyse hoşnuttum." s.73
- "Odile yücelik, iyilik gösterebilecek yaratılıştaydı, ama çok zorlu duygular yönlendiriyordu onu, acıya kapılıp da içindeki arzuyla çarpışmaktan korktuğu için, kendini bırakmaya yanaşmıyordu. Yüzünde kendisini çirkinleştirebilecek olan o kapalı sanki hiçbir şey geçirmez hava o zaman beliriyordu işte." s.72
- "Odile göstereliberi öylesine çok sevdiğim doğa, yalnız küçük ve hüzünlü havalar söylüyordu artık. Odile'nin güzelliği bile kusursuz olmaktan çıkmıştı, çizgilerinde yapmacıklık izleri bulduğum oluyordu. Geçiciydi bu, beş dakika sonra, o düz alnı, o arı sözleri yeniden buluyor, onu yeni baştan sevmeye başlıyordum." s.82
- "...nice mutluluklar kapsayabilecek bu yüzün belki de karşımda son kez durduğunu düşünüyordum." s.89
- "Bir gün ölümün karşısında yalnız mı olacaktım?" s.95
- "Kederimi seviyordum." s.106