- Geçirdiği tüm başkalaşımlara karşın hep kendisi olarak kalan, tüm çalkantıları içinde hiç değişmeyen şu İran ne şaşırtıcı bir memleketti!
- "Dünyanın suçunu işledi kimse dokunmadı, bir şaka yapayım dedi en ağır cezaya çarptırıldı."
- Ne bilginler geldi, neler buldular! Mumlar gibi dünyaya ışık saldılar... Hangisi yarıp geçti bu karanlığı? Birer masal söyleyip uykuya daldılar.
- İnsan kendini Doğu ile özdeşleşmiş sanırken bir anda onun kavgalarının içinde de bulabilir.
- ...Soğuk Savaş'ın bitiminde, İslamcılar kazananların arasında yer aldı. Gündelik yaşam üstündeki etkileri her alanda gözle görülür bir hal aldı, derinleşti. Ondan sonra, nüfusun büyük bölümü kendini onların arasında görmeye başladı, bağımsızlık savaşı kaynaklı hareketlerin ve solun geleneksel anlamda sözcüsü olduğu bütün toplumsal ve ulusal istemleri benimsedikleri ölçüde bu durum daha da güçlendi. Çoğunlukla muhafazakar biçimde yorumlanan dinsel kuralların somut uygulamalarına dayanan İslamcı söylem, siyasal açıdan köktenci -daha eşitlikçi, daha Üçüncü Dünyacı, daha devrimci, daha ulusalcı- olacaktı; ve 20. yüzyılın son yıllarından başlayarak kararlı biçimde Batı'ya ve onun himayesindekilere karşı bir tavır sergiledi.
- Korku yönetimiyle yaklaşık otuz yıl hüküm süren, kendi halkının kanını döken, petrolden gelen parayı askeri ya da lüks harcamalara saçıp savuran; komşularını işgal eden, devletlere meydan okuyan, Arapların alkışlarıyla yalancı pehlivanlıklara soyunan, sonra da gerçek bir mücadele vermeden alaşağı edilen, eli kanlı bir zorba vardı; ardından, bakınız işte, bu adam devrildikten sonra, ülke karmaşaya sürüklendi, bakınız işte, çeşitli tarikatlar birbirlerini katletmeye başladı, sanki şöyle demek isteniyormuş gibi: Görüyorsunuz ya, böylesi bir halkı zapt etmek için ancak bir diktatör gerekir!
- ...ama ne zaman bir iktidar etkisini yumuşatsa, rakiplerinin kendiliklerinden buna verdikleri tepki, minnet duymaktansa ona göz açtırmayıp saldırmak yönünde olur.
- Cemaatçilik yurttaşlık düşüncesinin bile yadsınmasıdır ve böyle bir temel üstüne uygar bir siyasal sistem inşa edilemez. Bir ulusu oluşturan çeşitli öğeleri, bir yandan her yurttaşın temsil edildiğini hissetmesi için incelikli, esnek ve örtük biçimde göz önünde bulundurmak ne kadar önemliyse; ulusu kalıcı biçimde düşman aşiretlere bölen bir kota sistemi kurmak da o kadar zararlı, hatta yıkıcıdır.
- Zaman aşımı, hukukçuların icat ettiği bir kavramdır; halkların belleğinde, zaman aşımı diye bir şey yoktur.
- Gazete yığınına işaret ederek "Hangisine inanacağız?" diye sormuştum ona bir gün. Gazetesinden başını kaldırmadan bana şöyle yanıt vermişti: "Hiçbirine ve hepsine. Hiçbiri sana bütün gerçeği aktarmaz, ama her biri kendi gerçeğini yansıtır. Hepsini okursan eğer ve ayırt etme yetisine sahipsen, işin özünü anlarsın."