...Soğuk Savaş'ın bitiminde, İslamcılar kazananların arasında yer aldı. Gündelik yaşam üstündeki etkileri her alanda gözle görülür bir hal aldı, derinleşti. Ondan sonra, nüfusun büyük bölümü kendini onların arasında görmeye başladı, bağımsızlık savaşı kaynaklı hareketlerin ve solun geleneksel anlamda sözcüsü olduğu bütün toplumsal ve ulusal istemleri benimsedikleri ölçüde bu durum daha da güçlendi. Çoğunlukla muhafazakar biçimde yorumlanan dinsel kuralların somut uygulamalarına dayanan İslamcı söylem, siyasal açıdan köktenci -daha eşitlikçi, daha Üçüncü Dünyacı, daha devrimci, daha ulusalcı- olacaktı; ve 20. yüzyılın son yıllarından başlayarak kararlı biçimde Batı'ya ve onun himayesindekilere karşı bir tavır sergiledi.
Diğer Amin Maalouf Sözleri ve Alıntıları
- İnsanın kendi iç hesaplaşmalarıyla tamamen baş başa kalmak istediği anlar vardır ve o noktada en küçük bir dış müdahale bile saldırı gibi algılanır.
- Hiçbir sultan benim kadar mutlu, hiçbir dilenci benim kadar mutsuz değil...
- zamanın iki boyutu vardır;
uzunluk güneşin hareketine,genişlik tutkulara bağlıdır.
ÖMER HAYYAM - Onurlu bir adam, susuzluğunu giderdiği kuyuya taş atmaz!
- Kralına karşı haklı olan bir vekil, kocasına karşı haklı olan bir kadın, subayına karşı haklı olan bir nefer, bunların hepsi iki kat cezaya çarptırılmaz mı? Zayıflar için haklı olmak bir suçtur.
- Demişsin ki : ''Bazen camiye giderim,orası gölgeliktir,güzel uyku çekilir''
-Sadece Rabbi'yle barış içinde olan bir adam ibadethanede rahatça uyuyabilir. - ''Titanic güvertesinde Rubaiyat! Batı'nın gözbebeği Doğu'nun nadide çiçeğini taşıyor! Hayyam, bize nasip olan şu güzel ânı keşke kalkıp görebilseydin!''
- Amin MAALOUF / Semerkant - Tanrı uzakta değil, oğlum. Bu insanların seni kendi kinleri doğrultusunda gütmelerine izin verme, kendi kendine kaldığında ve Tanrı huzurunda yüzünü kızartmayacak şekilde davran...
- Ölmüş atalarla her zaman pek bağdaştıramadığımız afacanca bir mutluluk yayılıyor bu fotoğraftan çevreye. Onlar yaşamdan, bizim aldığımızdan daha azını alıyorlardı; ama çok da az şey bekliyorlardı ondan ve geleceği biçimlendirmeye, bizim kadar çalışmıyorlardı. Biz, kalıcı bir mutluluk sözü alarak doğduğuna kendini inandırmış o küstah kuşaklardanız. Söz mü? Peki, kim vermiş bu sözü?
- "Herkes ötekilerin duasını sustursun diye kendi tanrısına yakarıyordu."