"Ma sar chi, ma sar metlo." Bunu bazen öğrencilerime kendimce tercüme ederek söylüyorum. "Olup biten her şey daha önceden olup bitmiş bir şeye mutlaka benzer."

Bu dünyada asla en iyi şeyin olması beklenmese de, en kötüden kurtulma ümidi her gün besleniyordu.

Efendin bugün kudretinin zirvesinde olduğunu sanıyor, ama en yüksek dağlar en derin vadilere bakar.

Ölüm yaşamımızın iki ucundan tutmakta: Yaşlılık ölüme, çocukluktan daha yakın değildir.

Bedevi bir kadına bir gün en çok hangi çocuğunu sevdiğini sormuşlar. Kadın şöyle cevap vermiş: " hasta olanı iyileşene kadar, en küçüğünü büyüyene kadar, yolda olanı da eve dönene kadar."

Yitik bir ülke, çok yakın bir akrabanın ölüsü gibidir. Onu saygıyla göm ve sonsuz yaşama inan.

Yaşlı bir ağacı yabancı bir toprağa dikemezsiniz.

Eğer insan Ulu Tanrı'nın buyruklarına uymazsa bunu gizlice yapmalı, çünkü işledi?i günahı sergilemek iki kat günahtır.

Ne çok anne, bir gün bir gölgeyi kucaklamak korkusuyla çocuklarına çok bağlanmamak için çaba göstermiştir.

"Çok eskiden halifelerden biri tıpkı senin gibi çok bağlı olduğu annesini yitirmiş. Hiç durmadan ağlıyormuş. Bilge biri ona yaklaşmış, 'İnananların sultanı' demiş, 'Ulu Tanrı'ya şükretmelisin ki, arkasından senin ağlamanı sağlayarak onu yüceltti. Senin arkandan onu ağlatsaydı, o sefil olacaktı.' O nedenle Tanrı'ya sıralı olan her şey için şükredelim ve O'nun iradesine güvenelim. Tanrı bizi sırasız olaylardan korusun!"