Ben belki iflah olmaz bir nostaljiğim, ruhumda yetişkinler dünyasını asla kabullenemeyen bir çocuk var.

Ulu Tanrı'ya şükretmelisin ki ,arkasından senin ağlamanı sağlayarak onu yüceltti.Senin arkandan onu ağlatsaydı ,o sefil olacaktı .O nedenle Tanrı'ya sıralı olan her şey için şükredelim ve Onun iradesine güvenelim.Tanrı bizi sırasız olaylardan korusun

Bir buğday tarlasında kimi başakların dik durduğunu,kimilerinin de boyun büktüğünü görmüyor musun ?Dik duranların içi boştur .Öyleyse seni bana getiren ve böylece Tanrı'nınn yardımıyla sana varsıllık yollarını açan alçakgönüllülüğü elden bırakma

yanımdan hiç ayrılmayan ozanım şöyle diyordu : ''Yaş yirmi olursa,akıllıca davranmamak akıllılıktır ''

ozan Hiba'yı duymuşcasına ona acıyarak ve istekle baktı ,dizelerini keserek doğaçlama iki dize söyledi: ''Aşk,bir kuyunun kıyısında susuzluktur . Aşk çiçektir,meyve değil ''

Derler ki, binli yılların başlarında çağı etkilemiş üç İranlı vardır: Dünyayı gözlemlemiş olan Ömer Hayyam, dünyaya hükmetmiş olan Nizamülmülk ve dünyayı titretmiş olan Hasan Sabbah.

Yönetmek için gereken vasıflarla iktidara gelmek için vasıfların aynı olmadıklarını söyle ona. İşlerin iyi idaresi insanın kendini unutup sadece başkalarıyla, özellikle de en muhtaç durumdakilerle ilgilenmesini gerektirir; oysa iktidara gelmek için insanların en açgözlüsü olup kendinden başka hiçbir şeyi düşünmemek, en yakın dostlarını bile ezmeye hazır olmak lazım. ( S 93 ? 94 )

Ölmek, öldürmekten daha önemlidir. Kendimizi savunmak için öldürüyor, ama insanları ikna etmek, kazanmak için ölüyoruz. İnsan kazanmak bir amaç kendini savunmak ise sadece bir araçtır. ( S 131 )

''Hiçbir şeye şaşırma, hakikatin de insanların da iki yüzü vardır. ''

Kalabalığın farkına bile varmadığı kısacık bir an, aşık içinse bir sonsuzluktu bu...