- Mevsimlerin değişimi ancak göğe bakılarak anlaşılır.
- Güzel günler yalnızca kışın yaşanır.
- Bir kenti tanımanın en bildik yollarından biri de insanların orada nasıl çalıştığına, orada birbirlerini nasıl sevdiğine ve nasıl öldüğüne bakmaktır.
- Kuşkusuz ,bugün,insanların sabahtan akşama çalışıp sonra da yaşamak için geri kalan zamanlarını kâğıt oynayarak, kafelerde ve çene çalarak harcamayı yeğlemeleri kadar doğal hiçbir şey yoktur.
- ... bizim burada insanların birbirlerini nasıl sevdiklerini belirtmeye gerek yoktur. Erkekler ve kadınlar aşk edimi denen şeyde çabucak birbirlerini yutarlar ya da iki kişilik uzun bir alışkanlık geliştirirler. Bu uçlar arasında çoğunlukla bir ortak nokta yoktur. Bu da özgün bir şey değil. Her yerde olduğu gibi Oran'da da zamansızlıktan ve düşünmekten insanlar birbirini sevmek zorundadır.
- Nüfusun tümünün telefonda ya da kafelerde poliçelerden,konşimentolardan ve indirimlerden söz ettiği aynı dakikalarda, sıcaktan çıtırdayan yüzlerce duvarın ardında kapana kıstırılmış ölmek üzere olan birini düşünelim. Modern bile olsa ölümdeki rahatsızlık böyle, kurak bir yerde meydana geldiğinde anlaşılacaktır.
- İnsan alışkanlıklarını edindikten sonra günlerini kolay geçirir.
- Çöl de bir anlam kazandı, fazlasıyla şiir yüklediler çöle. Dünyanın tüm acıları için benzeri bulunmaz bir yer. Oysa, bazı bazı, yürek kesinlikle şiirsiz yerler ister. Descartes, düşünüm evrenine kapanması gerekince, kendi çölünü: Çağının en tüccar kentini seçer. Burada yalnızlığını ve belki de, yiğitçe şiirlerimizin en büyüğünü yaratma olanağını bulur: ?Birincisi (ilkelerin), kendim açıklıkla tanımadıkça hiçbir zaman hiçbir şeyi doğru diye benimsememekti.? Bu denli tutkulu olmayabilir, gene de aynı özlemi duyabilirsiniz.
- İyi ile kötü vardır, bu din amansızdır. İnanmışlar kalabalığı gecede silinen aklı karalı bir gölgeler topluluğundan başka bir şey değil. Öyle ya, güç ve şiddet yalnız tanrılardır. Anıya hiçbir şey vermezler. Tersine, tansıklarını avuç avuç şimdiki zamana dağıtırlar. İnan birliklerini ringlerin çevresinde kutsayan bu geçmişten yoksun halk için biçilmiş kaftandır bunlar. Biraz güç ama her şeyi basitleştiren töremlerdir. İyi ile kötü, yenmiş ile yenilmiş: Korintos?ta, iki tapınak yan yanaydı, Şiddet?in tapınağıyla Zorunluluk?un tapınağı.
- Napoléon, Fontanes?a şöyle dermiş: ?Şu dünyada en çok hayranlık duyduğum şey nedir, biliyor musunuz? Gücün herhangi bir şey kurmakta yetersiz kalması. Yalnız iki güç var dünyada: kılıç ile ruh. Kılıç sonunda her zaman ruha yenik düşer.?