- Ama yaşam umudu yeniden doğmayagörsün, insanoğlunun çıkarları karşısında Tanrı?nın bir ağırlığı kalmıyordu.
- Ufak adımları sıklaşır: yarın her şey değişecek, yarın. Birdenbire anlar ki yarın da böyle olacaktır, öbür gün de, tüm öteki günler de. Ve bu çaresiz buluş ezer onu. İşte böyle düşünce öldürür insanı. Bunlara katlanamadığı için öldürür insan kendini ya da gençse, tümceler kurar.
- Hiçbir zaman söyleyecek fazla sözüm yoktur, onun için susarım.
- Fakat herkes bilir ki hayat, yaşanmak zahmetine değmeyen bir şeydir.
- (...) Ne olursa olsun, her şeyin anlamsız olduğu, her şeyden umut kesmek gerektiği düşüncesiyle nasıl kalır insan?.. Her şeyin anlamsız olduğunu söylediğimiz anda bile anlamlı bir şey söylemiş oluruz. Dünyanın hiçbir anlamı yoktur demek, her çeşit değer yargısını ortadan kaldırmak olur. Ama, yaşamak ve örneğin, yiyip içmek kendiliğinden bir değer yargısıdır. Ölmeye yanaşmadığı sürece, insan yaşamayı seçiyor demektir. O zaman da, görece de olsa, yaşamaya bir değer veriyoruz demektir. Umutsuz bir edebiyat ne demek olabilir? Umutsuzluk susar. Kaldı ki susmak bile, eğer gözler konuşuyorsa bir bir anlam taşır. Gerçek umutsuzluk can çekişme, mezar ya da uçurumdur. Umutsuzluk konuştu mu, hele yazdı mı, hemen bir kardeş el uzanır sana, ağaç anlam kazanır, sevgi doğar. Umutsuz edebiyat sözü birbirini tutmayan iki sözdür. Çünkü edebiyat olan her yerde umut vardır
- İşte böyle sayın jüri üyeleri. Aslında,bende ruhtan da eser yokmuş insanlıktan da, hatta insan kalbini esirgeyen ahlak kurallarının birine bile sahip değilmişim."
- Yanımdan dargın bir halle ayrıldı. Onu alıkoymak, gözüne girmek ? beni daha iyi savunsun diye değil, yalnızca gözüne girmek ? istediğimi anlatmak isterdim. Hem onu güç duruma soktuğumu da görüyordum: Beni anlamıyor, biraz da içerliyordu bana. Benim de herkes gibi olduğumu, tamı tamına herkes gibi olduğumu ona söylemek istiyordum. Ama, bütün bunların aslında hiçbir yararı yoktu. Tembelliğim tuttu, söylemekten vazgeçtim.
- Tutukluluğumun başlangıcında bana en ağır gelen şey özgür bir insan gibi düşünmemdi. Örneğin içimden kumsalda olmak, denize doğru yürümek geliyordu.?
- "Politika din değildir, din olmaya kalktı mı Engizisyon'dur. Toplum nasıl saltık bir değer tanımlayabilir? Belki herkes herkes için arar bu saltığı. Ama toplumla politikanın görevi her kişinin bu ortak araştırma zamanı ve özgürlüğü olması için herkesin işini düzenlemektir. Tarih bir din gibi yükseltilemez o zaman." Albert Camus, Başkaldıran İnsan
- Gerçekten önemli olan bir tek felsefe sorunu vardır, intihar. Yaşamın yaşanmaya değip değmediği konusunda bir yargıya varmak, felsefenin temel sorusuna yanıt vermektir.