- "Tabii umut, koşup giderken bir sokağın köşesinde, daha kurşun havadayken vurulup ölmekti"
- Varlığı, yaşaması için gerekli olan uykudan yoksun bırakan bu çok önemli duygu nedir? Kötü nedenlerle de açıklansa, açıklanabilen bir dünya, dost bir dünyadır. Ama, tersine, birdenbire düşlerden, ışıklardan yoksun kalmış bir dünyada, kendini yabancı bulur insan. Yitirilmiş bir yurdun anısından ya da adanmış bir toprağın umudundan yoksun olduğu için, bu sürgünlük çaresizdir. İnsanla yaşamı, oyuncuyla dekoru arasındaki bu kopma, uyumsuzluk duygusunun ta kendisidir. Sağlam insanlar arasında bile kendi intiharını düşünmemiş bir kimseye rastlanamayacağına göre, bu duyguyla hiçliği istemek arasında dolaysız bir bağ bulunduğu fazla açıklama yapılmadan da benimsenebilir.
- Derin duygular da büyük yapıtlar gibi bilinçli olarak söylediklerinden daha fazla anlam taşır her zaman. Bir ruhta bir devinimin ya da bir tiksintinin sürekliliği, yapma ya da düşünme alışkanlıklarında da görülür, ruhun kendisinin bile bilmediği sonuçlarda sürer gider.Büyük duygular evrenlerini kendileriyle birlikte dolaştırırlar, görkemli ya da düşkün. İçinde kendi iklimlerine kavuştukları, yalnız kendilerine özgü bir dünyayı tutkularıyla aydınlatırlar.
- Bir kıskançlık, bir hırs, bir bencillik ya da bir cömertlik evreni vardır. Bir evren, yani bir metafizik ve tinsel bir tutum, önceden belirlenmiş duygular için doğru olan şey,temellerinde bize güzelin verdiği ya da uyumsuzun uyandırdığı coşkunluklar kadar belirsiz, aynı zamanda hem o kadar karışık, hem o kadar ?kesin?, hem o kadar uzak, hem de o kadar ?hazır? olan coşkunluklar için daha da doğru olacaktır.
- Uyumsuzluk duygusu, her sokağın dönemecinde, her adamın yüzüne çarpabilir. O durumuyla, gönül yıkıcı çıplaklığı, parıltısız ışığı içinde, kavranılmaz bir şeydir. Ama bu güçlük bile düşünülmeye değer.
- Uyumsuzluk duygusu, her sokağın dönemecinde, her adamın yüzüne çarpabilir. O durumuyla, gönül yıkıcı çıplaklığı, parıltısız ışığı içinde, kavranılmaz bir şeydir. Ama bu güçlük bile düşünülmeye değer. Bir insanın bizim için her zaman bilinmez kaldığı, bizi aşan, indirgenmez bir yanı bulunduğu belki de doğrudur.
- Basit ?kaygı?, her şeyin başlangıcındadır.
- Ne kadar söz oyunu, ne kadar mantık cambazlığı yaparsak yapalım, anlamak birleştirmektir.
- Akıl umutlarının kımıltısız dünyasında sustuğu sürece, her şey özleminin birliğinde yansıyarak düzenlenir.
- İnsan düşüncesinin bir anlam taşıyabilecek biricik tarihini yazmak gerekseydi, yapılacak şey birbirini kovalayan pişmanlıklarının ve güçsüzlüklerinin tarihini yazmak olurdu.