- Felsefe hakikatlerin "var "ının ve bu hakikatlerin birlikte mümkün oluşların dile geldigi düsünce yeridir.
- Felsefe hakikatlerin "var "ının ve bu hakikatlerin birlikte mümkün oluşların dile geldigi düsünce yeridir.
- Bilgi kurgusu olarak felsefe mathem'i (matematik) taklit eder.Sanat kurgusu olarak poem'i (siir) taklit eder.Bir edinim yoğunluğu olarak nesnesiz bir aşk gibidir.Hakikatlerin varlığının yakalanışından herkes nasibini alabilsin diye herkese hitap eden felsefe,iktidar hedefi olmayan siyasi bir strateji gibidir.
- Toplulukların en kötüsü iktidara en aç insanların yönettikleridir.
- Mutluluğu yalnızca, baskın kanaatlere boyun eğmeyi bırakarak, sadece düşüncesinin "pay aldığı" hakikatlere güvenen kişinin ulaşabileceğini gösterir. Başka bir ifadeyle, mutluluk Doğru'nun duygusudur, bu ise matematikler olmadan var olamayacak ve önce tanıtlanmış olmaksızın bir görüde yoğunlaşamayacaktır. Yine, matematikler ve mantık akli görüyle birlikte, hiç çekinmeden "mutluluğun metafiziği" diye adlandırabileceğimiz bir şey oluştururlar.
- Savım şu ki aynı anda hem doğruya hem de kutluluğa ulaşma ihtimaline genelde şüpheci yaklaşan, yararsız olsa bile fedakarlığın büyük bir değeri olduğu fikrine kapılmış bu karşı filozoflar, şu klasizmimizin, felsefenin ve dolayısıyla mutluluğun baş düşmanı olan akademizme dönüşmesi bakımında yine de bizim için gereklidirler. Çünkü akademik söylem kendisini kesinlikle sıkıntı (ennui) duygusuyla gösterir.
- Bu dünya, birbiriyle bağlantılı iki nedenden ötürü evrensele uygun değildir. İlkin, kendi evrenselliğinin hakiki maddi biçimi parasal soyutlama ya da genel eşdeğerliktir. Parada, evrensel olarak dolaşan ve değiş tokuş edilen her şeyin bir fiili göstergesi bulunur.
- Dünyamız, yaşamı, bu şüpheli güvenceyi sağlamak için zorunlu olarak yapılan ince hesapların eline teslim ederken, varoluşun art arda gelen kesitlerini de bu ince hesaba göre düzenler. Acaba gerçek mutluluğun hesaba gelmediğini bilen var mı?
- Bizim dünyamız hızın ve tutarsızlığın damgasını taşır. Felsefe bize, bu hızı ve tutarsızlığı bir şekilde kesintiye uğratarak ya da duraklatarak bunun iyi olduğunu şunun iyi olmadığını söyleme olanağı vermek zorundadır.
- Kararın odağının bulunduğu yer gerçek anlamda her zaman tekilliktir ve her karar, nihayetinde, hakiki karar olarak, tekil bir karardır. Doğrusunu söylemek gerekirse genel karar yoktur ve bir hakikate bağlanan, bir hakikati başlatan ya da sabit bir noktadan dayanağını alan şey karar mahiyetine sahiptir, yine her zaman tekillik mahiyetine sahiptir.