- "Bir İNSAN olarak utanıyor, eziliyorum ama maalesef iki milyar insanın kaderi, bugün kendilerine "büyük" sıfatını yakıştıran dört devletin sorumlularının anlaşmasına bağlı. Yahut tam zıddına C. Chaplin'in dediği gibi dünyayı anneler, şairler ve öğretmenler yönetseydi, kimseler sızlanmazdı! Ama o da bencileyin hayalci. Nerede o cici anneler, namuslu, bilimci öğretmenler, yiğit şairler? Belki 2000 yılından sonra... Ah be! "
- "Hele yâr, zalım yâr", dünyanın en usta şâiri bile güç döker böyle mısrâ. Bu halk -kadın erkek münasebetlerindeki dinsel yasaklar, sınıf farkları, sürgünler, gurbetler vs.- yâr' e "zalım" diye seslenir. Ne biliyorsa ondan öğrenmiş, hayatının aldığı yönde o yâr' in tayin edici rolü önemlidir. Yâr, bir üniversitedir onun için âdeta. Hele yâr, zalım yâr.
- Tabii kıskandığım onların ne eserleri ne de kendileri! Klâsik deyimle ruhlarını kıskanıyorum. Yaşamaya haysiyetli bir anlam kazandıran çabalarını...
- Şunu da iyi belle: benim için çok mühim olan, sana aşık olmak veya aşık olmadığımı bağırıp yırtınmak değildir. Aslolan, seni kırmamak, üzmemek, kaybetmemektir.
- S. 150
- Afyonda lisenin birinci sınıfına giderken yazdığı şiir. Şair bu şiirine isim vermemiştir. S.163
- Kara sevda
- Mağlup mu desem mahcup mu? Ama ikiside değil, Ben garip, sen güzel, dünya mutlu... (Tutuklu, s.153)
- Bir daha dünyaya gelsem aynı hayatı, daha ustaca ve korkusuz yaşarım. Ama bu sefer seni tanımakta gecikmem...
- ?Sen ister dostum ol ister sevgilim. Yeter ki hayatımda ol. Sen bana geldikçe sana ihtiyacım olacak. Senden başka hiç bir isteğim yok.?