- "Yalnızlığımı bir dolduruyorsun ki sana mı, seni yaratana mı teşekkür edeyim bilmiyorum" Ahmed Arif
- "Bineceğin trenlerin soluğu tükenmesin. Ayağını attığın yerler deprem görmesin. Denizler uslu, vapurlar yollu olsun. Ferman et rüzgar beni de alıp oralara atsın." Ahmed Arif
- "Zaten yaptığımız ne ki? Kimsenin karnında açlığı, ayağında yalınlığı ve sırtında çıplaklığı kalmasın diye ömrümüzden bir parça vermek. Hepsi bu." Ahmed Arif
- "Ne tuzsuz şeydi şu dünya be. Geldin, buldun, şenlendirdin, insan ettin beni." Ahmed Arif
- "Bir İNSAN olarak utanıyor, eziliyorum ama maalesef iki milyar insanın kaderi, bugün kendilerine "büyük" sıfatını yakıştıran dört devletin sorumlularının anlaşmasına bağlı. Yahut tam zıddına C. Chaplin'in dediği gibi dünyayı anneler, şairler ve öğretmenler yönetseydi, kimseler sızlanmazdı! Ama o da bencileyin hayalci. Nerede o cici anneler, namuslu, bilimci öğretmenler, yiğit şairler? Belki 2000 yılından sonra... Ah be! "
- "Ağız yapmıyorum Leyla. Senin mecburun ve mahkumun olduğum bir gerçek." Ahmed Arif
- "Şu anda yapayalnız bir dalganın üstünde boş bir konserve kutusundan farksızsam da, senden kopmanın imkansızlığını daha bir aşkla duyuyorum. Üzerime Toroslar yıkılmış sanki. Öyle duyuyorum işte. Öyle kesin ve kudretli." Ahmed Arif
- "Tabii en güzeli umudu kesmemektir. Sağ kalırsam, görecek günler var Leyla. Asıl yaşanmağa değer, ağrısız, riyasız, harikulade günler." Ahmed Arif
- "Yüzünü, sesini bir özledim ki sorma. En çok da burunu. Şaka değil. Nezleysen bir kağıda silin de gönder ben de olayım." Ahmed Arif
- Herhal ilerdedir- yaşanacak günlerin en güzelleri.