- Sevgili Dost, Oruç bir keşiftir; iftar perdeyi yırtar. Gurbet bir keşiftir; sılayla parlar. Küslük bir keşiftir; özlemden ağır bir ceza mı var? (187)
- Fotoğrafçılar deklanşöre basmadan önce ?Gülümseyin? diyorlar. Gülümseyin ve örtün yaşadıklarınızı. (194)
- Geçen sabah senin üzüntülü olduğunu söylediler. Dokunsalar ağlayacakmışsın. Dokunmamışlar. Yine de ağlamışsın; dostun gözünden akan bir damla yaşın yeryüzündeki bütün gölleri tuz gölü yaptığını bilmez gibi. Gül ki, acılaşmasın göller. Göl ki, orada demirli kayığımız.
- Sen Sevgili Dost, elde ettiğin şeyler için nasıl bir bedel ödediğini düşünüyorsun? Ya da elde edemediklerin için? Evet, bazen de bir bedel ödememize rağmen eli boş döneriz. Çünkü, ipeği pamuk, altını gümüş fiyatına almak isteriz. Bir de hiç bedel ödemeden elde ettiğimizi düşündüğümüz şeyler vardır. Halbuki zaman bu düşüncemizi doğrulamaz. Zira bedelsiz alındığı düşünülen şeylerin bedeli daha ağırdır.
- Betül demişti Efendiler Efendisi çiçeğine
- Bulunduğu durumun farkında olmamak öyle bir durumdur ki, hiçbir can yeleği onu yüzdüremez, hiçbir yangın söndürücü onu söndüremez, hiçbir ilaç tedavi edemez onu. Kaza yaptığını bilmeyen için yardım çantası bir süs, kar yağdığının farkında olmayan için zincir ağırlıktır sadece. Güçsüzlükten şikayet ediyor! Issız adaya düşse bile kurtulacaktı, Cuma'nın farkına varsa sadece.
- Sevgili Dost, Biliyorsun geçenlerde bir deprem oldu. Televizyonlar, gazeteler, mucize görüntüleri yayınlamak için yarıştılar. 'Mucize' dediler, sahibini aramadan. 'Mucize' kelimesi sihirli ve heyecan vericiydi. Çünkü olağanüstü her şey etkilerdi insanları. Bu daha çok okuyucu, daha çok seyirci demekti. Manşet: Mucize. Ya sahibi? 'Sıcaktan kaçan ve bir ağaç gölgesine sığınan adam, ne gariptir ki ağaçtan hoşlanmaz da gölgeyi sever,' diyor Molla Cami. Medya, mucizeyi seviyor. Ya sahibi?
- Birileri tarafından sürekli izlendiğini düşünmek bir delilik belirtisidir de biri tarafından izlenildiğini düşünmemek neyin belirtisidir?
- Hayat yanlışlıklar, aldanışlarla dolu, soru sor, cevap ara.
- kuş sesleri dediğimde aklına asla karganın gelmediğini biliyorum. bu, karganın da bir kuş türü olduğunu bilmeyişinden değil, karganın türünün en önemli özelliği olan güzel bir ötüşten mahrum oluşundan elbette. yüzümü yıkarken acaba diyordum; acaba türümüzün en önemli özelliklerini taşıyor muyuz? hareketlerimiz ve sözlerimiz nerelere saplanıyor? acaba 'insan' denince hatırlanıyor muyuz?"