...Hikâye, senin gülümsemelerin ve yokluğunla bitiyor. Çocukluğumdan kalma piyanonun tuşları üzerindeki parmaklarının sesini hâlâ duyuyorum. Her yerde aradım seni, başka âlemlerde bile aradım. Buldum da, nerede olursam olayım senin bakışlarında uyuyorum. Senin tenin benim tenim... En çılgın hayallerin, yüreğin mürekkebiyle yazıldığını biliyorum artık... Tasavvur bile edemediğim bir şey verdin bana, hayatımda seninle geçirdiğim her saniyenin diğer her saniyeden daha değerli olduğu bir zamanı yaşattın bana. Sen bir dünya yarattın... Yaz mevsimine nasıl girilirse, işte sen de öyle girdin benim hayatıma. Ne öfke ne de pişmanlık duyuyorum. Bana yaşattığın anların bir ismi var, büyülü anlar onlar. O büyüyü hâlâ taşıyorlar. Sen olmasan da, artık asla yalnız olmayacağım, çünkü sen bir yerlerde yaşamaya devam ediyorsun..
Diğer Marc Levy Sözleri ve Alıntıları
- Neden yüce devletlerimiz savaşa takım takım insan koştururlar da, çocukları kurtarmaya gelince bir avuç insan gönderemezler ?
- Yaşamın bir yılının ne olduğunu mu merak ediyorsun: Bu soruyu yılsonu sınavında başarısız olmuş bir öğrenciye sor. Yaşamın bir ayı: Bu konuda erken doğum yapmış, bebeğini sağ salim kollarına almak için kuvözden çıkmasını bekleyen bir anneyle konuş. Bir hafta: Ailesine bakmak için bir fabrikada ya da maden ocağında çalışan bir adama sor. Bir gün: Kavuşacakları günden başka bir şey düşünemez olmuş aşıklara sor. Bir saat: Asansörde mahsur kalmış bir klostrofobiğe sor. Bir saniye: Bir araba kazasından kıl payı kurtulmuş bir adamın yüzündeki ifadeye bak. Ve saniyenin milyonda birini olimpiyatlarda uğruna ömrünü verdiği altın madalya yerine gümüş madalya almış atlete sor.
- Neden yüce devletlerimiz savaşa takım takım insan koştururlar da, çocukları kurtarmaya gelince bir avuç insan gönderemezler ?
- Yaşamın bir yılının ne olduğunu mu merak ediyorsun: Bu soruyu yılsonu sınavında başarısız olmuş bir öğrenciye sor. Yaşamın bir ayı: Bu konuda erken doğum yapmış, bebeğini sağ salim kollarına almak için kuvözden çıkmasını bekleyen bir anneyle konuş. Bir hafta: Ailesine bakmak için bir fabrikada ya da maden ocağında çalışan bir adama sor. Bir gün: Kavuşacakları günden başka bir şey düşünemez olmuş aşıklara sor. Bir saat: Asansörde mahsur kalmış bir klostrofobiğe sor. Bir saniye: Bir araba kazasından kıl payı kurtulmuş bir adamın yüzündeki ifadeye bak. Ve saniyenin milyonda birini olimpiyatlarda uğruna ömrünü verdiği altın madalya yerine gümüş madalya almış atlete sor.
- Yaşamın sayfaları dönüp durdukça, atılan her adımın insanı daha da geriye götürdüğü kâbuslardaki gibi, bilginin benden daha da uzaklaştığını anladım.
- Tepesinde, kent ışıklarının halelerine direnebilmiş birkaç yıldız pırıltısı geniş camlarda dağılıyordu, soluk renkte bir eşarbın ince işlemeleri gibiydiler.
- Sanat duygudan doğar, onu zamansız ve ölümsüz kılan da budur.
- Kendinle dost olmayı başarırsan eğer, yaşamın iniş çıkışlarla dolu olduğunu göreceksin.
- Ölümün bile anıları silemeyeceği kadar sevmiş olabilir miyiz? Sevgimiz biz öldükten sonra yaşamaya devam ediyor olabilir mi? Karşısındakini kaybetmeyecek kadar sevmiş olanları yaşamın sonsuza dek bir araya getirebileceğine inanıyor musun?
- Senin gülüşlerin benim en güzel yaşam kırıntılarım.