Bir ara bakışlarımın, üzerinde kaçakça ve e - AlıntıSöz

Bir ara bakışlarımın, üzerinde kaçakça ve emermiş gibi durduğunu fark etti; sıkıntısını gizlemek istediği zamanki alaycı bakışıyla baktı. Beni süzdü, anladı. Ve ayrılığın acısını dağıtmak için alaycı bir gülümseyişle sordu:
Ne zamana kadar?
Ne, ne zamana kadar?
Ne zamana kadar kağıt yiyip mürekkep yalayacaksın? Benimle birlikte gel, orada, Kafkas'ta, ırkımızdan binlerce insan tehlikede; gel, onları kurtaralım.
Sonra, o soylu tasarısıyla alay edermiş gibi gülmeye koyuldu:
Onları belki kurtaramayız, diye ekledi ama kurtaralım derken, biz kurtuluruz. Öyle değil mi? Bunları söylemek istemiyor musun hocam? Kendini kurtarmanın tek yolu başkalarını kurtarmak için çabalamaktır. Haydi öyleyse, öğreten öğretmen... Gel!
Karşılık vermedim. İlâh doğuran kutsal doğu, yüksek dağlar, Promete'nin kayaya saplanmış çığlığı... O yıllarda aynı kayalara saplanmış ırkımız bağırıyordu. Tehlikedeydi; kendisini kurtarması için oğullarından birini çağırıyordu. Ve ben, hiç etliye sütlüye karışmadan, bu çekilen acılar bir düşmüş ve hayat da sürükleyici bir tragedyaymış da, insanın bir aşamaya varıp eyleme katılması sanki büyük bir kabalık ve bönlükmüş gibi, dinliyordum.

Diğer Nikos Kazancakis Sözleri ve Alıntıları