Halide Edip Adıvar, ??Yeni Turan?? adlı romanıyla, Türkçülüğe büyük bir değer kazandırdı.
Türkçülük, Türk ulusunu yükseltmek demektir. Öyleyse Türkçülüğün ne olduğunu anlamak için önce ulus adı verilen topluluğun ne olduğunu belirlemek gerekir.
Türkçüler de ulusu kavim topluluğuyla karıştırırlar. Kavim, aynı anadan aynı babadan üremiş; içinde hiç yabancı karışmamış, kandaş bir topluluk demektir.
Sonuçta Osmanlıcanın, kültürümüzden pek az bir payı vardı; bundan dolayı, ona uygarlığımızın diliydi, diyebiliriz.
Tarih öncesi zamanlarda bile saf kavim bulunmazsa, tarihsel dönemlerdeki kavimsel karışmalardan sonra artık saf bir kavim aramak anlamsız olmaz mı?
Sonuçta Osmanlıcanın, kültürümüzden pek az bir payı vardı; bundan dolayı, ona uygarlığımızın diliydi, diyebiliriz.
Karagöz?le Hacivat?ın çekişmeleri, Türk?le Osmanlı?nın, yani o zamanki kültürümüzle uygarlığımızın çekişmesidir.
Anlaşılıyor ki kültürle uygarlığı birbirinden ayıran, kültürün özellikle duygudan uygarlığın da özellikle bilgiden oluşmasıdır.
Türkçüler tamamıyla Türk ve Müslüman kalmak koşuluyla Batı uygarlığına tam ve kesin olarak girmek isteyenlerdir.
İki dinli bir insan olmadığı gibi, iki uygarlıklı bir ulus da olamaz.
Ahmet Altan
Mustafa Armağan
Sinan Sülün
Nilgün Marmara
Maksim Gorki
Henri Charriere
Charles Dickens
Soren Kierkegaard
Jack Kerouac
Recaizade Mahmut Ekrem