Sinan Sülün
- Doğum: 1980
- Sinan Sülün 1980 yılında İstanbul'da doğdu. 2002 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nden mezun oldu. 2002-2005 yılları arasında Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İletişim Anabilim dalında okudu. Hayvan Kültür Sanat Dergisi'nde ve Zipİstanbul Dergisi'nde editör olarak çalıştı. Birikim, Atlas Tarih, İstanbul... (devamı)
- Bazen hiç neden yokken, hayatında yeni birisi varken, her şey iyi gidiyorken, mutluyken, birisini severken ama 'asla aşık değilken' aynanın karşısına geçer, o eski yaralarına bakarsın. Ondan sonraki bütün ilişkilerinde çıplaklık konusunda rahat olamamanın sebebi de budur belki. Yeni sevgililerinin görecek diye korktuğun kapanmış yaralarına parmaklarının ucuyla dokunursun. Bir sertlik gelir eline. Yaranın izine bastırdıkça acıtan. Derinin hemen altındadır, o gün kırılan kalbinin parçası. Vücudun atamamıştır, atamaz da. Artık o senin bir parçandır. Hissedersin. Yeniden batar. Dünyanın tadı bozulur. Ekşir. Yaralarının kabardığını görürsün. Hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Olamaz. İşte o zaman anlarsın. Her kalbin tek bir aşk için yaratıldığını.
- Bazen hiç neden yokken, hayatında yeni birisi varken, her şey iyi gidiyorken, mutluyken, birisini severken ama 'asla aşık değilken' aynanın karşısına geçer, o eski yaralarına bakarsın. Ondan sonraki bütün ilişkilerinde çıplaklık konusunda rahat olamamanın sebebi de budur belki. Yeni sevgililerinin görecek diye korktuğun kapanmış yaralarına parmaklarının ucuyla dokunursun. Bir sertlik gelir eline. Yaranın izine bastırdıkça acıtan. Derinin hemen altındadır, o gün kırılan kalbinin parçası. Vücudun atamamıştır, atamaz da. Artık o senin bir parçandır. Hissedersin. Yeniden batar. Dünyanın tadı bozulur. Ekşir. Yaralarının kabardığını görürsün. Hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Olamaz. İşte o zaman anlarsın. Her kalbin tek bir aşk için yaratıldığını.
- Bazen hiç neden yokken, hayatında yeni birisi varken, her şey iyi gidiyorken, mutluyken, birisini severken ama 'asla aşık değilken' aynanın karşısına geçer, o eski yaralarına bakarsın. Ondan sonraki bütün ilişkilerinde çıplaklık konusunda rahat olamamanın sebebi de budur belki. Yeni sevgililerinin görecek diye korktuğun kapanmış yaralarına parmaklarının ucuyla dokunursun. Bir sertlik gelir eline. Yaranın izine bastırdıkça acıtan. Derinin hemen altındadır, o gün kırılan kalbinin parçası. Vücudun atamamıştır, atamaz da. Artık o senin bir parçandır. Hissedersin. Yeniden batar. Dünyanın tadı bozulur. Ekşir. Yaralarının kabardığını görürsün. Hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Olamaz. İşte o zaman anlarsın. Her kalbin tek bir aşk için yaratıldığını.
- Bazen hiç neden yokken, hayatında yeni birisi varken, her şey iyi gidiyorken, mutluyken, birisini severken ama 'asla aşık değilken' aynanın karşısına geçer, o eski yaralarına bakarsın. Ondan sonraki bütün ilişkilerinde çıplaklık konusunda rahat olamamanın sebebi de budur belki. Yeni sevgililerinin görecek diye korktuğun kapanmış yaralarına parmaklarının ucuyla dokunursun. Bir sertlik gelir eline. Yaranın izine bastırdıkça acıtan. Derinin hemen altındadır, o gün kırılan kalbinin parçası. Vücudun atamamıştır, atamaz da. Artık o senin bir parçandır. Hissedersin. Yeniden batar. Dünyanın tadı bozulur. Ekşir. Yaralarının kabardığını görürsün. Hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Olamaz. İşte o zaman anlarsın. Her kalbin tek bir aşk için yaratıldığını.
- Bazen hiç neden yokken, hayatında yeni birisi varken, her şey iyi gidiyorken, mutluyken, birisini severken ama 'asla aşık değilken' aynanın karşısına geçer, o eski yaralarına bakarsın. Ondan sonraki bütün ilişkilerinde çıplaklık konusunda rahat olamamanın sebebi de budur belki. Yeni sevgililerinin görecek diye korktuğun kapanmış yaralarına parmaklarının ucuyla dokunursun. Bir sertlik gelir eline. Yaranın izine bastırdıkça acıtan. Derinin hemen altındadır, o gün kırılan kalbinin parçası. Vücudun atamamıştır, atamaz da. Artık o senin bir parçandır. Hissedersin. Yeniden batar. Dünyanın tadı bozulur. Ekşir. Yaralarının kabardığını görürsün. Hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Olamaz. İşte o zaman anlarsın. Her kalbin tek bir aşk için yaratıldığını.
- Bazen hiç neden yokken, hayatında yeni birisi varken, her şey iyi gidiyorken, mutluyken, birisini severken ama 'asla aşık değilken' aynanın karşısına geçer, o eski yaralarına bakarsın. Ondan sonraki bütün ilişkilerinde çıplaklık konusunda rahat olamamanın sebebi de budur belki. Yeni sevgililerinin görecek diye korktuğun kapanmış yaralarına parmaklarının ucuyla dokunursun. Bir sertlik gelir eline. Yaranın izine bastırdıkça acıtan. Derinin hemen altındadır, o gün kırılan kalbinin parçası. Vücudun atamamıştır, atamaz da. Artık o senin bir parçandır. Hissedersin. Yeniden batar. Dünyanın tadı bozulur. Ekşir. Yaralarının kabardığını görürsün. Hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Olamaz. İşte o zaman anlarsın. Her kalbin tek bir aşk için yaratıldığını.
- belki de bu yüzdendi,ne zaman birileri''Adnan aklından bir sayı tut,'' dese hep sıfırı tutmam.Bu benim kaderimdi.Ben sıfırdım.İnsanların birbirlerini çarparak yaşadığı bu dünyada istenmeyen rakamdım.Tanrı benden bir ısırık almış,tadımı beğenmemiş,bir kenara fırlatıvermişti.
- Acılar ve ayrılıklar nasıl günlere yayılırsa, mutluluk ve aşk da an'lara yayılır. Aşk an'dır, kısadır, kesintilidir. Ayrılık saatlerdir, günlerdir, kesintisizdir. Aşk parçadır, ayrılık bütün. Doğrudan kalbe verilen kısa şoklar gibidir aşk. Beden kalpten başlayarak kasılır, sarsılır. Aşık kaybedilir. Bazen de tam dozundadır, yeterlidir. Bu gibi durumlarda aşık salisenin binde biri bir zaman diliminde uyur uyanır. Görülen yeniden görülür, duyulan yeniden duyulur. Yaşanılan yeniden yaşanır. İşte bu yüzden birçok aşık o an'ı daha önceden yaşadığını düşünür. Aşık olduğu kişiyi daha önce de tanıdığını....
- Galiba bu dünyada herkes iz bırakmak için yaşıyordu.
- Yürümek istiyordu. Durmadan yürümek. Acısının çoğulluğundan, yakıcılığından kurtulmak isteyen her insan gibi sadece yürümek. Yürümek acıya iyi geliyordu.