Toplumu bir insanın ayağını dokundurduğu takdirde boğazına kadar içine gömüldüğü bir çamur denizi halinde görüyordu.
İnsandaki bütün duyguların temelinde, hep soylu bir coşkudan doğan bir saflık vardır; ama o soylu coşkunun verdiği mutluluk, zayıflaya zayıflaya, bir gün ancak bir anıdan, şanla ün de bir yalandan ibaret kalır. Çabucak kırılıveren o duygular arasında aşka en çok benzeyeni, hem onur hem de acılarla dolu yaşamında, tatlı çileyi çekmeye yeni başlayan bir sanatçının taze tutkusudur: hem cüret, hem de çekingenlik, hem belirsiz inanışlar, hem de kendilerini pek belli eden üzüntülerle dolu bir tutku.
Dehası henüz taze ve kesesi boşken, bir üstadın karşısına ilk çıkışında yoğun bir coşku duymamışsa insan, yüreğinde her zaman bir tel, yapıtında bilmem nasıl bir fırça vuruşu, bir duygu, bir şiir anlatımı eksik kalacaktır. Kendilerini bir şey sanan kimi farfaralarda geleceğe güvenme duygusu çabuk ortaya çıkar; ama onları ancak sersemler akıllı sayar.
Seni o kararsızlıkların içinde kim yakalayabilmiştir? İşte bakın, bilgisizlik gibi bilginin fazlası da insanı yadsımaya götürüyor. Yapıtımdan kuşku duyuyorum!
Ressam, kızın önünde diz çökerek: - Bağışla beni Gilletteim, dedi. Ünlü bir adam olmaktansa, sevilen bir adam olayım, daha iyi, bin kat daha iyi. Benim için zenginlikten de, ünden de güzelsin. Hadi, at fırçalarımı, yak şu resimleri. Yanılmışım ben. Benim dünyada göreceğim asıl iş, seni sevmek. Ressam değilim ben; âşığım. Sanat da, bütün gizleri de yok olsun!
Şimdiye dek, iyi bir yemeğin sindirimi sırasında kara kara düşünen hiçbir insan görülmemiştir. O zaman, bir tür erinç içinde olmaktan hoşlanırız. Bu bir düşünürün düşlemlere dalmasıyla, geviş getiren hayvanların duydukları zevkin tam ortası bir durumdur. Buna, mideye düşkünlüğün maddi hüznü demek doğru olur.
Utanma duygusunu güzel kadınlar nasıl işve oyunlarında yitirirlerse; bir gün şana, üne ulaşan sanatçılar da bu duyguyu, yapıtlarını verdikçe, öyle yitirirler. Utkuya alışkanlık kuşkuyu azaltır, utangaçlıksa belki bir kuşkudur.
Gönlün kendine göre anıları vardır. En önemli olayları bile unutabilecek yaratılışta bir kadın duyguları bakımından önemli olan şeyleri bütün ömrünce hatırlar. .
Kadınlar yüceltilmeye pek düşkündürler; öyle de olmalıdırlar. Çünkü saygı görmediler mi, yok olmuşlar demektir.Onun için, aşktan da ilk istedikleri bu duygudur..
Bir kadın otuz yaşına geldi mi; gülmesini bilir, şaka yapmasını bilir, kendini zor duruma düşürmeden yakınlık göstermesini bilir, susması da konuşması kadar korku vericidir, bir şakayla sizi istedikleri gibi kurban edebilirler ..
Doğan Cüceloğlu
Fernando Pessoa
Ece Temelkuran
James Dashner
Rasim Özdenören
Alev Alatlı
Serdar Özkan
İlber Ortaylı
Konstantin Stanislavski
Metin Altıok