?Hayatın alaycı yasalarından biri de şudur: Sevilen kimse, veren değil, alan insandır. Sevilen kimse sevmez, çünkü seven, verir. Bu da anlaşılmayacak bir şey değildir; çünkü vermek almak kadar kolay unutulmayan bir zevktir; kendisine bir şey verdiğimiz insan bizim için gerekli, yani sevdiğimiz bir insan olur. Vermek bir tutku, neredeyse bir kusurdur. Kendisine bir şeyler verebileceğimiz bir kimsemizin olması gerekir...?
Ancak bir özveriyi gerektiren sevgiye inan; bunun dışında her şey, çoğu zaman, boş sözlerden başka bir şey değildir...
"Bir şey meydana getirmenin çilesi, bu iyi bilinen işkence, bir şey meydana getirip bitirdikten sonra ne yapacağını bilmemenin acısı yanında hiçtir..."
"...yalnızsan, yüksek sesle düşünerek oyalanmanın keyfini bile süremezsin, sadece bir ağaç gibi yaşamanın dışında bir şey yapamazsın..."
Şiir "hayat boyunca yaptığımız iş"in, her zamanki uğraşımızın değil, başımızı kaldırıp hayatla yüz yüze gelmekten şaşkınlığa düştüğümüz anların sonucudur...
İnsanın acı çekmeye alıştığı doğruysa, nasıl oluyor da insan yıllar geçtikçe daha çok acı çekiyor..?
Aşk iki sevgiliyi birbirlerine değil, kendi kendilerine çırılçıplak gösterme gücüne sahiptir...
Ah..! Şu kayıtsızlığın gücü..! Budur taşlara milyonlarca yıl değişmeden dayanabilme olanağı veren...
İnsan hiçbir zaman büsbütün yalnız değildir bu dünyada. En kötü durumda bir çocuğu, bir delikanlıyı ve zamanla olgun bir adamı, yani kendisinin eski bir halini bulur yanında...
Senin âşığınım, öyleyse senin düşmanınım...
Ökkeş Şendiller
Mustafa Kutlu
William Shakespeare
Tom Robbins
A. Ali Ural
Mustafa İslamoğlu
Ken Grimwood
Reşit Haylamaz
Laurell K. Hamilton
Vehbi Vakkasoğlu