Çoğumuz masada oturmuş şeker yemeMEye çalışan eğlenceli çocuk videoları görmüşüzdür. Bazısı gizlice yalar, küçücük bir ısırık alır ya da baştan çıkmamak için başını başka tarafa çevirir. Güdü denetiminin en açık sınavı budur. Çocuklara o şekeri yemezlerse kendilerine ikinci bir şeker verileceği söylenmiştir. Bu gecikmeli tatmin primat akrabalarımızda da sınanmıştır. Mesela şebekler, bir muz dilimini yemezlerse daha büyüğünü alacaklarını biliyorlarsa, o dilimi yemezler. Ya da bir şempanze, içine 30 saniyede bir şeker düşen bir kabı sabırla seyreder. İstediği zaman kabın haznesini söküp içindeki bütün şekerleri yiyebilir ama o zaman başka şeker gelmez. Ne kadar uzun zaman beklerse o kadar çok şeker alacaktır. Maymunlar da bu testte çocuklarla hemen hemen aynı başarıyı gösterir ve tatmini 18 dakika kadar erteleyebilirler. Etrafta kafalarını dağıtacak oyuncaklar varsa daha uzun süre beklerler. Çocuklar gibi baştan çıkmaya direnmek için kafa dağıtacak bir şey ararlar. Kendi arzularının farkında oldukları ve bunları bile isteye kısıtladıkları anlamına mı gelir bu? Eğer öyleyse özgür iradeye yaklaşıyoruz demektir!
Diğer Frans De Waal Sözleri ve Alıntıları
- Ahlakın doğrudan yaratıcı Tanrı'dan geldiğine inanan birisi için evrimi kabul etmek manevi bir uçurum demektir.
Menfur bir davranışta bulunmasını engelleyen tek şey inanç sistemi olan insandan korkarım. - Bütün bildiklerimiz şunu gösteriyor ki bir hayvan ne kadar az sayıda yavru dünyaya getirirse onlara o kadar iyi bakar.
- İnsanlar sadece inanmak istedikleri için inanırlar. Bu bütün dinler için geçerlidir. İnanç, belli insanlara, hikayelere, ritüllere ve değerlere duyulan bağlılıktan çıkar. Emniyet, otorite ve ait olma arzusu gibi duygusal ihtiyaçları karşılar.
- Bilimin yaptığı en iyi şey, fikirler arasında rekabeti ateşlemektir. Bilim bir nevi doğal seçilimi teşvik eder ve bunun sonucunda sadece en geçerli fikirler ayakta kalır ve ürer.
- Darwin'in de zamanında dikkat çektiği gibi, sadece insana has yegâne ifade yüz kızarmasıdır. Diğer primatlarda böyle ani bir kızarmaya hiç rastlamadım. İnsanların elinden gelen tek şeyin başkalarını sömürmek olduğunu düşünenler için yüz kızarması herhalde çok şaşırdıkları bir evrim muammasıdır.
- Şempanzeleri ya da bonoboları izlemenin bize neyin doğru neyin yanlış olduğunu gösterebileceğine inanamıyorum, bence bilim de yapamaz bunu, ama doğayı tanımamız, nasıl ve neden birbirimize ilgi göstermeye ve ahlaki neticeler aramaya başladığımızı anlamamıza yardımcı olur. Hayatta kalmamız, başkalarıyla iyi ilişkiler içinde olmamıza, işbirliği yapan bir topluma bağlı olduğu için geliştirmişiz bu özellikleri.
- "Maymunu ormandan çıkarabilirsiniz, ama ormanı maymunun içinden çıkaramazsınız"
- Hem iyilik hem zalimlik, hem asalet hem bayağılık bir arada olabilir - bazen aynı insanda.
- Atalarımızın henüz din sahibi olmadıkları zamanlarda sosyal kurallarının olmadığına gerçekten inanan var mı? Yardıma ihtiyacı olan birine yardım etmez, haksızlıkla karşılaşınca şikayet etmezler miydi? İnsanlar, topu topu bir iki bin yıl önce çıkan mevcut dinlerden çok önce, toplumlarının nasıl işlediğine kafa yormuş olmalı. Biyologlar bu kadar kısa süreleri hiç ciddiye almaz.
- Belki sadece ben böyle düşünüyorumdur ama menfur bir davranışta bulunmasını engelleyen tek şey inanç sistemi olan insandan korkarım. Yaşanabilir bir toplum için gerekli özdenetim de dahil, bütün insanlığımızın yapımızda olduğunu neden düşünmeyelim? Atalarımızın henüz din sahibi olmadıkları zamanlarda sosyal normlarının olmadığına hakikaten inanan var mı? Yardıma ihtiyacı olan birine yardım etmez, haksızlıkla karşılaşınca şikayet etmezler miydi?