Zeynep: Açıkça söyler misiniz? Manzaram sizi s - AlıntıSöz

Zeynep: Açıkça söyler misiniz? Manzaram sizi sıkıyor, öyle mi?
Husrev: Manzaralar bazen sıkıntımızın elbiselerini giyer.
Zeynep: Devam edin, devam edin! Bütün hakaretlerinize razıyım.
Husrev: Ben size hakaret etmiyorum. Çok faydalı bir şeyi anlatmak istiyorum. Aramıza bir parça mesafe koymamız lâzım. Bu bir sanat meselesidir. Birbirimize bu kadar abanmamalıyız. Abandığımız zaman da ne bileyim, birimizin ağırlığı öbürüne bir tüy kadar gelmeli. Ah, bunlar anlatılmaz. Beni niçin konuşturuyorsunuz?
Zeynep: Konuşun, konuşun!
Husrev: (Gözleri dalgın, orta yere doğru söyler, sanki Zeynep yok.) İstediğim şeyleri söylüyorum. Bunları söylemek rahatsızlığımı büsbütün arttırıyor. Çok yalnızım. Yalnızlığımı gidermek için aldığım her tedbir, yalnızlığımı çoğaltmak oluyor.
Zeynep: Anlıyorum. Ben de bu tedbirlerden biriyim.
Husrev: Siz tabiî sevklerini sıhhatle duyan bir insansınız. Kendinizi kolayca onlara bırakabiliyorsunuz. Bense öyle değilim. İçim vehim, zevksizlik ve hasta hesaplarla dolu.
Zeynep: Demek birbirimize bu kadar yabancıyız?
Husrev: Bundan şikâyet niçin? Sekiz sene evvel bu yabancılık yüzünden yaklaştık. Şimdi onu aşındırmaya bakmamalıyız. Yabancılığın bir sırrı var. Kurcalanmaz, örselenmezse iki ayrı insan arasında bir büyü bırakabilir. (Ayağa kalkar) Zaten her şey bir büyü işi. Büyülere dikkat etmeyi bilmeliyiz.

Diğer Necip Fazıl Kısakürek Sözleri ve Alıntıları