Yıl 1893. Güney Afrika'dayız. Pretoria' - AlıntıSöz

Yıl 1893. Güney Afrika'dayız. Pretoria'ya giden trenin birinci mevki kompartımanında genç bir avukat üzerine aldığı davayı düşünüyor. Bu sakin delikanlıyı yakasından tutup, tarihin girdabına fırlatan bir kondüktörün eli. Genç adam Hintli olduğu için vagondan atılır, öğrenir ki on binlerce soydaşı yıllardan beri aynı hakaretlere uğramaktadır.
Bir vicdan ile bir imparatorluk arasındaki savaş o gün başlar. Çağımızın ve belki de bütün çağların en büyük destanı. Gandi bir insan değil, bir şuur, Hint'in şuuru. Ve Hint, zulmün süngüsünü, kanının alevinde eriten millet.
Gandi'nin sise ihtiyacı yok. Hakikatlerin hurafelerle sarmaş dolaş olduğu bir ülkede efsanelerin hâlesine tenezzül etmeyen büyük ruh. İkbal'in sarhoş edemediği tek politikacı.
Gandi, Hint'in ruhunu dile getirdiği için büyük ve ölümsüz: Hint'in ve insanlığın. Hem Doğu, hem Batı. Politikayı bile ulvîleştiren o büyük mücahidin derslerine herkesten çok muhtacız.
Biz anlayabilir miyiz Gandi'yi? Hayır. Çünkü hayranı olduğumuz Batı anlamaz. Hıristiyan Avrupa hakikatte tek Tanrı tanır, Tanrı veya kahraman: Promete. Aşkın, imanın, sabrın zaferlerinden habersizdir.

Diğer Cemil Meriç Sözleri ve Alıntıları