Yazları memlekete, köye giderdik. Köydeyken yırtılan pantolonu giymek ayıptı bizim için. Yırtık olmayan pantolon da yoktu zaten. Babadan diğer tüm bireylere kadar illa ki herkeste vardı bir yırtık. Ama yokmuş gibi de davranabiliyorduk, çünkü birbirimize benziyorduk ve garip bir benimseme vardı çaktırmadan. Malum olaya el atan annelerimiz hemen dize, kıça bir yama atardı. Yani ?pine kirin ? olayı. Aradan yıllar geçtiğinde bir pantolonda iki üç çeşit farklı renklerde pine?ler görmek de nasip oluyordu. Kim bilir belki, United Color of Benetton firması bizim kıçımızın renkliliğinden ilham almıştır. Sonra metropol yaşamı derken kalktı o mevzular. Ve sonra da çok doğallaştı. insanlar bilerek yırttı, yama vurdu. Tabii anlamak bize zor geldi. Çünkü altında koca koca doktrinler olan bir olgu esasında. Sonradan yavaş yavaş çözdük. Güldük, ama o ilk köy halimizi halen seviyoruz. Tadını biliyoruz, unutamıyoruz kıç ve dizimizin masumiyetini. Olduğumuz Gibi Değiliz, Mecbur Bırakılmış Bir Şekildeyiz Düzen, sistem bunu emrediyor.
Diğer Özgür Bacaksız Sözleri ve Alıntıları
- Kafamızı derlemek toplamamız gerekirken, evimiz derlli toplu görünsün diye raflar satın alıyoruz , sonra kendi beynimiz ürün yerine geçiyor.....
- 'Ama yinede olur böyle şeyler, kendinden sıkılmayacak bir insan evladı henüz yaratılmadı...'s:69
- 'Ve gitmek daima cevaptır bu dünyaya...'s:127
- 'Bu kitaptaki tüm düşünceler, bilgiler ve paragraflar bir anlık yıkım, refleks, dürtü, acı, endişe sonucunda yıllar önce derlenip toparlanmıştır. Bazı olayların, travmaların, kayıpların etkisini azaltacak en etkili iksir, rastgele kağıda dökülen yazılardır. Bu yazılar ki; bir hayatın bekçileri, tecrübeleri, demirbaş misafirleri...'s:4
- Okuduğum kitaplarda kendime benzer bir şeyler aradım, bazı şarkılarda beni anlayacak hisler aradım, kendimi notaya dökecek zamanlamaları bekledim. Bazı filmlerin içinde kendi karakterimi aradım, aradığım tek şey kendi yansımamı görmekti. Ama tüm bunlardan habersiz, varoluşumu dikizlerken çok şey yapmışım. Kendi kitabımı yazmışım, kendişarkımı söylemişim, kendi filmimi çekmişim. Başrol oynamışım.
Söylemediler, görmedim, bilmedim. Aramaya devam ettim. Yansımalar dünyasında hep bir ışık aradım. Rolünü ezberlemeden sahneye çıkan tiyatrocu gibiyim artık. Ne anlamı var artık provanın? - Unutmak isteyip de unutamadıklarımız,yaşamış olup da yaşadığımızı hissetmediğimiz şeyler.İnsanı durduk yere pişman eden şeyler..
- En içe kapanık halimizde bile başkasının desteğini ararız, inzivaya çekilmiş bir insan bile dışarıdan gelecek ilgiyle duygulanır, kabuğundan çıkmak için coşkulu bir hale gelir.
Herkes özünde yalnız olduğuna inanır, yalnızlığa dokunacak bir el olmadıkça... Lütfen o güzel ellerinizi bazı kabuklara, yalnızlıklara dokundurun, kabuklarımızın kırılması ellerimizde... - bazen uygun bir kelimeyi bulmak için aylarca bekleyebilirsin.
bazen ufak bir şans için tüm şanssızlıkları görebilirsin.
bazen mutlu olmak için tüm mutsuzlukların tadına bakabilirsin.
bazen iyi bir an için kötü anlara razı olabilirsin.
bazen bir kişi için yüzlercesine inanabilirsin. - O öyle olsaydı, bu böyle olsaydı diye diye kemirir insan kendisini, sonra sıkılır zamanla herşeyden, özellikle kendisinden.
- Ve gitmek daima bir cevaptır bu dünyaya...