Vuslat'dan ... Dalmışsa, onun saçlarının râyihasıyle Sevmekteki efsûnu duyar her nefesiyle; ... Kanmaz en uzun pûseye, öptükçe susuzdur, Zîrâ susatan zevk o dudaklardaki tuzdur; İnsan ne yaratmışsa yaratmıştır o tuzdan, Bir sır gibidir azçok ilâh olduğumuzdan. ... Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar, Varlıkta bütün zevki o cennette duyanlar, Dünyayı unutmuş bulunurken o sularda, -Zâlim saat ihmâl edilen vakti çalar da- Bir ân uyanırlarsa leziz uykularından, Baştan başa,her yer kesilir kapkara zindan. Bir fâciadır böyle bir alemde uyanmak, Günden güne hicranla bunalmış gibi yanmak. Ey tâlih! Ölümden de beterdir bu karanlık; Ey aşk! O gönüller sana mal oldular artık; Ey vuslat! O âşıkları efsununa raâm et! Ey tatlı ve ulvi gece! Yıllarca devam et! Yahya Kemal Beyatlı
Diğer Yahya Kemal Beyatlı Sözleri ve Alıntıları
- Dün kahkahalar yükseliyorken evinizden,
Bendim geçen, ey sevgili, sandalla denizden!
Gönlümle, uzaklarda bütün bir gece sizden
Bendim geçen, ey sevgili, sandalla denizden! - Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça gönül tahtına keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer. - Dün kahkahalar yükseliyorken evinizden,
Bendim geçen, ey sevgili, sandalla denizden!
Gönlümle, uzaklarda bütün bir gece sizden
Bendim geçen, ey sevgili, sandalla denizden! - Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça gönül tahtına keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer. - Dil uyur mest olarak yâr-ı dilârâ söyler
Gül susar şerm ederek bülbül-i şeydâ söyler - Bir bahar yağmuru yağmış da açılmış havayı
Hisseden kimse hakîkat sanıyor hülyâyı - İmlâmız, lisânımız düzelince, lisânımız da kafamız düzelince düzelecek, çünkü o da ancak onlar kadar bozuktur, fazla değil!
- .. Ahşap ve toprak yapılı bu evler, âdeta bizimle birlikte nefes alır ve yaşardı.
- GEÇMİŞ YAZ Rü'yâ gibi bir yazdı. Yarattın hevesinle, Her ânını, her rengini, her şi'rini hazdan. Hâlâ doludur bahçeler en tatlı sesinle! Bir gün, bir uzak hatıra özlersen o yazdan Körfezdeki dalgın suya bir bak, göreceksin: Geçmiş gecelerden biri durmakta derinde; Mehtâb... iri güller... ve senin en güzel aksin... Velhasıl o rü'yâ duruyor yerli yerinde!
- Dönülmez akşamın ufkundayız. Vakit çok geç; Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç! Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile, Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle. Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan Geçince başlayacak bitmeyen sükunlu gece. Guruba karşı bu son bahçelerde, keyfince, Ya şevk içinde harab ol, ya aşk içinde gönül! Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahud gül.