Taraçanın üstünde dua eden ermişim, ?Filistin - AlıntıSöz

Taraçanın üstünde dua eden ermişim, ?Filistin denizine doğru otlayan uysal hayvanlar gibiyim. Bilginim karanlık koltuktaki. Sıçrıyor dallar ve yağmur kitaplığın penceresine. Yayasıyım büyük yolun; bodur ormanlardan geçen bentlerin uğultusu adımlarımda. Bakıp duruyorum batan güneşin üzgün, altın arınmışlığına. Yüksek denize uzanan dalgakıranın üstünde, terk edilmiş çocuk bendim ve o küçük uşaktım alnı güneşe değen ağaçlı yolu izleyen. Dağ yolları taşlı. Tepeler katırtırnaklarıyla kaplı. Dal kıpırdamıyor. Kuşlar ve kaynaklar ne kadar uzak! Yürüyorum, belki de dünyanın sonundayım. Kiralasınlar bana, çizgileri çimentodan, kabartma, bu kireçle badanalanmış mezarı ?yeraltında, uzaklardaki. Dirseklerim masada oturuyorum, gür bir ışıkla lamba ışıtıyor aptalca sevdiğim günceleri, bu ilgisiz kitapları.- Yeraltı salonumun üstünde, sonsuz bir uzaklıkta kurulmuş evler, sisler yoğunlaşıyor. Çamur kırmızı, belki de kara. Canavar kent, sonsuz gece! Az yukarda lağımlar. Yanlarda yer kürenin dolgun iç çeperleri. Belki de gök uçurumları, ateş kuyuları. Belki burda, bu düzlemde buluşuyor aylar ve kuyruklu yıldızlar, denizler ve masallar. Safir, maden küreler düşlüyorum acı saatlerinde. Sessizliğin ustasıyım. Şu görünen küçük ışık neden sararıp solun tonozun köşesinde?

Diğer Arthur Rimbaud Sözleri ve Alıntıları