Onbaşının heybetli yüzü daima asık, düşün - AlıntıSöz

Onbaşının heybetli yüzü daima asık, düşünceli durur, erlerinden ve pusatlarından başka şeyler onu ilgilendirmezdi. Bugün de gene asık yüzle alana yanaştı. Geride kalmış olduğu için atından inmeyerek bekledi. Şen-king'in çıkışını ve yayını germesini yüreği titreyerek seyretti. Acaba bu yabancı kişi ne denli usta nişancı idi? Onbaşı Sançar bunu öğrenmeyi pek istiyordu. Birinci okun amacını bulamaması onbaşının durumunu hiç değiştirmedi. Yalnız göğsünün içindeki kuşkunun azaldığını gösteren geniş bir soluk aldı. İkinci, üçüncü okların uçuşunu da gözledi. Fakat, Kür Şad bu acemiliği alay sanıp da kağana sorarken atılan dördüncü ok, gidip de gez tahtasının dışından geçerek bir Türk çerisinin börkünü havaya uçurunca onbaşı artık kendini salıverdi. Kahkahalarla bayılacak, katılacak gibi gülüyor, atının üzerinden sola doğru eğiliyordu. Çevresindekiler ve uzaktakiler bir an ona şaşırmış gözlerle baktılar. Fakat az sonra Onbaşı Sançar'ın kahkahasını bastıran birçok kahkahalar daha yükseldi. Koca alanı derin bir uğultu kapladı. Şen-king geri döndü. Bu sefer saygı ile değil, fakat gülmeden katılmamak için ellerini böğürlerine basarak son derece eğilen erlerin arasından geçerek yerine vardı. Oturdu. Katun, uzun zamandır Türkler arasında yaşadığı için onların nasıl atıcılar olduğunu biliyordu. Fakat gene kardeşinin bu işi başaramamasına içerlemiş, dudaklarını ısırıyordu.

Diğer Hüseyin Nihal Atsız Sözleri ve Alıntıları