Toplum düzeni, önceleri yaşamış insanların sonraki kuşaklar üstünde yarattığı şizofreniden başka birşey değildir.

Acı, ne doğal bir duygu. İnsanların gerçeğe en yakın oldukları an ya öfkelendikleri ya da acı çektikleri andır.

Ne zaman kayboldun o çok korktuğun kalabalıkta ve ne zaman o suratsız amcalardan biri oldun sevgili yüzüm?

"Hani melekler vardı ulan?" dedim. "Ulan hatta sağımda şeytan, solumda melek vardı?" Yazıklar olsun size! Şeytanla meleği bile sağ-sol olaylarına karıştırdınız. Kahkaha attım. Atmaz olaydım. Zar zor tuttuğum gözyaşı bıraktı kendini göz pınarlarımdan aşağıya. Yıllardır gözümün altındaki deriden torbaya tıktığım tüm gözyaşları dışarıya taştı. Hepsi bıraktı kendini göz kapaklarımdan aşağı. İşte mutsuzluğun devrimi böyle gerçekleşti.

Tanımadığı insanlarla konuşmaması gereken çocuk; büyümüştü ve tanımadığı insanlarla sevişmeye başlamıştı. İki insanın, birbirini öpmesine; "öpüşmek" denir. İki kişinin, birbirlerine gülmesine; "gülüşmek" denir. Birbirlerini sevmeyen iki insanın yaptığı şeye nasıl sevişmek denir?

Para kazandıracak işlerden bahsediyorum. Ucuz takım elbiseyle işe başlayıp, pahalı takım elbise giyen adamlardan zulüm görmek gibi mesela...

Eminim sevgilim sevgilisi gibi kokmaya başlamıştır. Benim gibi değil, sevgilisi gibi! Sevgilisi, sevgilim gibi kokuyordur. Ben mi? Söndürülmeyi unutulduğu için yanmış izmarit gibi...

Kadınları anlamak için reenkarnasyona inanmaya başlayıp, tanrıya bir dahakine kadın olarak doğmak için dua ettikten sonra üçe kadar sayıp kafanıza sıkmanız gerekir. Dünyaya yeniden kadın olarak gelme ihtimaliniz , erkek halinizle bir kadını anlayabilme ihtimalinizden daha yüksektir. Ben ne reenkarnasyona inanabilecek kadar iyimserim ne de bir kadını anlamaya çalışabilecek kadar sabırlı...

İnsan vücudu; beş kalıp sabun yapacak kadar yağ, küçük bir köpek kulubesini boyayacak kadar kireç, bir fincanı dolduracak kadar şeker, orta boy bir çivi yapacak kadar demir, iki bin küsür kibrit yapacak kadar fosfor ve sana verdiğim kadar barutu elde edecek kadar potasyumdan ibarettir. Gördüğün gibi hiçbir işe yaramiyorlar. Çöpe at gitsin. Beynin bu saydiklarimdan çok daha fazlasidir koçum. Boynunu morartmayi bırak da düşünmeye başla. Cocukluguna geri dön evlat. Don ki buyuyebilesin.

Masmavi paralar elinde dalgalanıyordu. Denizi izlemekle o paraları izlemek arasında çok da bir fark yoktu. İkisi de huzur verir. İksinin de içinde yatan ölü uygarlıklar ve cesetler vardır. Denizle de parayla da fazla haşır neşir olursanız ölüm sebebiniz olabilirler. Ama yine de şu an, o eşcinsel parmakların oluşturduğu kumsaldan, paraların mavisine sıçrayıp sörf yapmak isterdim. Sörf yapmayı bilmiyorum. Sörf yapmayı bilen Ankaralı mı olur?