Moskova'da ve taşrada başka büyük bir şairle - AlıntıSöz

Moskova'da ve taşrada başka büyük bir şairle de sık sık buluştum: Türk Nazım Hikmet'le. Bu efsaneleşmiş edebiyatçı, ülkesinin aşırı hükümetlerince onsekiz yıl zindanda tutulmuştu. Türk deniz kuvvetlerini ayaklandırmak istemekle suçlandırılan Nazım Hikmet, türlü cehennem cezalarına çarptırılmıştı. Bana anlattıklarına göre, Nazım, yorgunluktan bitkin düşünceye kadar geminin güvertesinde yürütüldükten sonra yarı beline kadar pislik yükselen bir ayakyoluna hapsedilirmiş. Pislik kokusundan bayılacak ve aklını kaçıracak gibi olan sevgili şair kardeşim hemen kendini toplarmış. Cellatlarım beni gözetliyordur... çöküverdiğimi görüp felaketime keyiflenmesinler diye. Şair, onurunu düşününce bütün gücü yerine geliyor ve şarkıya başlıyordu. Önce usul usul sonra yüksek sesle ve sonunda bütün gırtlak gücüyle. Bildiği bütün türküleri, bütün aşk türkülerini. Kendi şiirlerini, köy türkülerini, halkının mücadele ezgilerini. Aklına gelen bütün şarkı ve türküleri. Pisliklerin ve işkencelerin altında yenik düşmemeyi böyle başarmıştı. Bütün bunları dinledikten sonra:Sen hepimiz için türküler söyledin, kardeşim! dedim ona. Ne yapmamız gerektiğini hiç düşünmeyeceğiz bundan böyle. Kuşkusuz. Şarkıya ne zaman başlamamız gerektiğini şimdi hep biliyoruz. Nazım bana halkının acılarını da anlatmıştı. Ülkenin derebeyleri, köylüleri acımasızca kovalamaktaydı. Nazım, onların hapishanelere düştüğünü, yiyecekleri tek somunu verip tütün aldıklarını görmüştü. Şiirin, gelecek olduğuna inanıyorum. diyen bu büyük şair, Sovyet Rusya'da yaşamaktaydı. Şiir, insan ruhundan devamlı bir şeyler talep eder. dediğini de hatırlıyorum.

Diğer Pablo Neruda Sözleri ve Alıntıları